Onuncu yaş günü hediyesi olarak annem bana Denizler Altında Yirmi Bin Fersah kitabını almıştı. Kitap sert kapaklı, az görselli, bol yazılı ve karton kılıflıydı. Kendimi hem önemli, hem de büyümüş hissetmiştim. Bana okuma alışkanlığını kazandıran kitap, bu kitap olmuştu. Hatırladığım kadarıyla güzel bir macera kitabıydı. Kaptan Nemo’nun gemisi Nautilus ile tüm denizleri keşfetmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam kitabı okuduktan sonra bir arkadaşıma vermiştim ve çoğu ödünç kitap gibi onuncu yaş günü hediyem de başka birinin kitaplığına yerleşmişti. Yıllar sonra, nereden esti bilmem, Kaptan Nemo ve denizaltısının maceralarını tekrar okumak istedim. Çocuklarıma miras olarak kalması gereken ve yaş günü hediyem olan kitabın günümüzdeki akıbetini bilmediğimden, ben de tam metin başka bir kitap aldım. Çocuk aklımla okuduğum bu kitabı bir de yetişkin halimle okuyunca, kitabın aslında bir çocuk kitabı olmaktan çok öte, büyükler için bir bilim kurgu kitabı olduğunu fark ettim. Jules Verne kendine has tarzıyla Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ı yazarken biyolojiden botaniğe, denizcilikten coğrafyaya pek çok alandan faydalanmış. Deniz canlıları ve bitkilerinin taksonomik sınıflandırmasını şaşırtıcı bir ustalıkla yaparken, dünyayı önümüze atlas serer gibi sermiş. Engin hayal gücüyle Verne bizi kayıp kıta Atlantist’te bile gezdiriyor. Hikâyenin bilinen unsurlarının yanında benim dikkatimi çeken ayrıntıları da vardı. Jules Verne bugün günlük hayatımızda kullandığımız pek çok şeye ilham olmuş, binlerce çocuğun hatta yetişkinin hayallerine yön vermiş bir yazar. Kullandığı tüm imgelerin ve tüm tasarımların günümüzde bir karşılığı var. Fakat insani boyut işin içine girdiğinde Kaptan Nemo tam bir muamma. Profesör Aronnax’ı, sadık uşağı Conseil’i ve başta denizaltı Nautilus bir deniz canavarı sanıldığı için onu arayan ekibe dahil olan Kanadalı zıpkıncı Ned Land’ı gemisinde ağırlayan bu gizemli adamı kitap boyunca çözemiyorsunuz. Kaptanın ve tayfasının kendilerini denize sürgün etme sebepleri de ayrı bir gizem. Karaya hiç ayak basmayan Kaptan Nemo’nun hikâyesini merak ederken, maalesef son sayfada bile bu kültürlü ve nazik kaptanı insanlardan soyutlayan sebepleri öğrenemiyorsunuz. Tayfasının disiplinine hayran olurken bile bu yanlızlığın sebebini anlayamıyorsunuz. Kaptan Nemo’ya ne olduğunu, daha da önemlisi kim olduğunu öğrenmek için Jules Verne’nin bir diğer kitabı olan Esrarlı Ada’yı okumanız gerekiyor. Aşırı derecede verilen su altı bilgisi, bitki ve hayvan türlerinin sınıflandırılması ve isimlendirilmesi gibi kısımları bir miktar sıkıcı olsa da, canlı canlı yapılan betimlemeler ve 19. yüzyıl nezaketinin zarifliği okumayı kolaylaştırıyor. Günümüz için bile yenilikçi sayılabilecek bir hikaye ve kurguya sahip kitap, dünyanın en gizemli yerlerini doğa yürüyüşü yapıyormuşuz gibi gösteriyor. Kutuplardan kanallara kadar tüm sulara açılan Nautilus’un pencerelerinden muhteşem doğa olaylarını izlemek ayrı bir keyif veriyor. Çocukken de aynı şeyi düşünmüş müydüm bilmem ama kitabın son sayfası bittiğinde aklımda bir tek soru vardı: herkesten kaçmak isteseydim nereye giderdim acaba? Ve bu tecrit ne kadar sürerdi? Gerçekte kahramanı deniz olan bu roman, günün birinde çocuklarınıza bırakabileceğiniz güzel bir hatıra. Keyifli okumalar… ‘’Beşeri kanunlara meydan okuyabiliriz, fakat doğa kanunlarına direnemeyiz.’’ ‘’Zafer göklerdeki Tanrı’nın, barış yeryüzündeki iyi niyetli insanların olsun’’

Denizler Altında Yirmi Bin FersahJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,1bin okunma

·

61 görüntüleme

Nurhayat

@nurhayat_dd ·

25 Mart 01:52

👍👍

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.