Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Geniş yığınların böyle bir istekle doğrudan doğruya bir ilgileri olabileceğini sanmıyorum. Anayasa, olumlu veya olumsuz olarak, bunları ilgilendirmiyor. Geniş yığınlara, anayasa nedeniyle iyilik akmıyor ve gelen kötülükler de anayasadan kaynaklanmıyor. Fakat buna karşın geniş yığınlar bir sade anayasa programına razı olabilirler. Çünkü mevcut anayasa son derece yasakçıdır. En acil ihtiyaçlar ve talepler karşısında bile yasakçıdır. Bu yasakların kaldırılması ve bir genel affın önünün açılması açısından mevcut ayrıntılı anayasanın kısa ve sade bir anayasa ile değiştirilmesinde bir sakınca görmüyorum. Bu anayasa ve düzeni bir başka açıdan da iflas etmiş durumdadır. Artık tekeller dünyasında yasama gücünün gücü gerçekten sınırlıdır. Bu nedenle tekeller düzeyine ulaşan ülkeler giderek ve artan ölçüde başkanlık sistemine kayıyorlar. Türkiye tam bir başkanlık sistemi olmasa bile hükümet kararnameleriyle yönetilmeye çoktan alışmıştır. Kanun hükümündeki kararnamelerle yönetmek, Türkiye'nin temel yönetim biçimi oluyor. Bu, dünya konjonktürüne göre çabuk değişen koşullara uymak ve yasalarda tekeller düzeninin istediği iç tutarlılığı sağlamak için gerekli oluyor; yasaların yasama organından geçirilmesi hem zaman alıyor ve hem de komisyonlarda çoğu birbiriyle çelişen değişikliklere uğruyor. Bundan kurtulmak için kanun hükmünde kararnamelere başvuruluyor. Yasama organlan ise yıllar sonra bunları tescil eden bir konuma getiriliyorlar.
Sayfa 223Kitabı okudu
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.