Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1896'da Theodor Herzl Osmanlı yönetimine bir teklifte bulundu ve şunları istedi:" Filistin'e göç edecek Yahudiler zât-ı şahanenin tabiiyetinde ve hayatları mutlaka garanti altında olacaktır. Topraklar hiçbir zorlama olmadan satın alınacaktır. Hiçbir kimsenin mülkiyet hakkının elinden alınması bahis konusu değildir. Vatandaşlık haklarını tam olarak elde edecekler ve her yıl muntazaman vergilerini ödeyeceklerdir. Bu vergi başlangıçta 100.000 altın olacaktır ve göçler devam ettikçe bir milyona kadar yükselecektir." Cennetmekân Sultan II. Abdülhamid Hân bu teklife: "Eğer Bay Herzl senin benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış toprak dahi satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Millet bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehit düşmüştür. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmıştır. Türk İmparatorluğu bana ait değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasın, benim İmparatorluğum parçalandığı zaman onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilir. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem."[3] diye cevap vermiş ve siyonistlerin Filistin'e yerleşmelerine şiddetle karşı çıkmıştır.
Sayfa 48 - Motto YayınlarıKitabı okudu
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.