Hicaz isyanı oluncaya kadar, biz bu Emir'e ve adamlarına, uslu dursunlar diye daima para veriyorduk.
İsyan olduktan sonra, Hicaz demiryoluna gelsinler, hattı tutsunlar, Şerif kuvvetlerini sıkıştırsınlar diye altın yolladık.
Bütün altınlarımızı, bir kaç kişi aralarında paylaştılar. Kim kazanırsa, ondan hisselerini almaktan başka tasaları yoktu.
Emir ve adamları, bir defa da Suriye'de Medâyin'e uğrar gibi oldular . Yemeklerimizi yiyip, gene altınlarımızı aldıktan sonra, gene dağıldılar. Önümdeki vesikalardan yalnız Emir'in şahsına verilmiş 7.000 altının kaydını görüyorum.»