Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
#PatrickSüskind #Koku 250 sy #CanYayınları “Koku belki de en şiirsel histir. Anıları uyandırır, tanımlama ister, hiç olmadık şeyleri çağrıştırır, güzellik yayar, tiksindirir, kendine bağlar ya da uzaklaştırır” diyen Patrick Süskind ; Altını çizerekte ekliyor , "Gücü elindeydi. Elinde tuttu. Paranın gücünden, terörün gücünden ya da ölümün gücünden daha güçlü bir güç: insanlığın sevgisini yönetecek yenilmez bir güç. İktidarın yapamayacağı tek bir şey vardı: Kendi kokusunu almasını sağlayamamak." * * *** KOKU; Patrick Süskind'in edebiyat dünyasına bomba gibi düşen romanıdır.. Aynı zamanda büyülü gerçeklik ile fantastik bir atmosferin de karışımı.. Patrick Süskind'in kitabında en çok ön plana çıkardığı nokta, maddeler hakkındaki yargılarımızı verirken, görme duyusunu ön plana çıkarmamızın aslında bir yanılsamadan kaynaklandığıydı. Asıl belirleyici olanın ise koku alma duyumuzun olduğudur . Gözün ortaya koyduklarının büyük bir yanılsamadan ibaret olduğunu da an be an bize kanıtlıyordu eserinde.. Grenouille'in kurbanları olan kızlardan, kokuları nedeni ile nasıl etkilendiğini, satır aralarında ise bunu da biz okurlara buram buram hissettirmesi idi. 18. Yüzyılda , şimdiki günümüzden epeyce bir uzak , kaba tabirle çöplük diyebileceğimiz eski Paris'te, bir pazar alanında, bir balık tezgahında başlıyor hikâyemiz. Ve sizlerle bugün o döneme yani 18. yüzyıla gideceğiz.. Fransa'ya , Paris'e . O dar ,o kalabalık sokaklarda dolanacağız biraz.. Ve orada değişik farklı bir karakter ile tanışacağız. Sonrasında hiç unutamayacağımız. Öylesine birbirine karışmış, kötü ve de iğrenç kokular hüküm sürüyor ki tüm şehre. İnsanlar ve sokaklarda da dahil her yerin ,her şeyin, pis ve ağır koktuğu bir dönemde “mutlak bir koku alma duyusu ” gibi yüce ve de görkemli bir armağanla doğar Jean Baptiste Grenouille .. Annesi tarafından doğar doğmaz terk edilen.. İsmi konulmamış /bulunamamış bir tuhaflığının olduğundan, hatta ve hatta “lanetli” düşüncesiyle kimse ona bakmıyordu. Evet !! Kahramanımız tuhaftı. Çünkü o dünyaya gözleriyle değil algıladığı kokularla bakıyordu Her şeyi koklayarak öğreniyor, koklayarak görmeye çalışıyordu. Bir gün “Ben bu kadar acılar çekip hayatta kaldıysam, benim hayatta kalma ve dünyaya gelme amacım dünyanın en güzel kokusunu yaratmak olmalı” diyor. Tam bu noktada, hayatının belki de en acı olayı ile karşılaşıyor. Fark ediyor ki herşeyin ,herkesin bir kokusu varken, sadece kendisinin kokusu yoktu Ve düşünüyor “Acaba bundan dolayı mı istenmedim, bir yere ait olamadım, sevilemedim ” 🪻 O an kafasına koyuyor ve hiç kimsenin şimdiye kadar yapmadığı o eşsiz büyülü kokuyu çok daha büyük bir tutkuyla yapmaya çalışıyor .. 🪻 Çünkü o parfüm ,onun kendi kokusu olacaktı ve o öyle bir koku olacaktı ki o kokuyu alanlar ona sevgi gösterecek , gülümseyeceklerdi.. 🪻O koku sayesinde o toplum içinde var olacaktı .. 🪻Ve bu tutkunun peşinde kanınızı donduracak öyle şeyler yapıyor ki okurken dâhi , sanki birisinin ,sizi izlediğini hatta ve hatta sizi kokluyormuş hissinden kendinizi alıkoyamayacaksınız.. “Kokulara egemen olan, insanın kalbine egemen olurdu” diyen yazar, bir o kadar da kokunun yalnızca insanlar üzerindeki etkisini değil, aynı zamanda toplum tarafından dışlanan bir insanın kendini var edebilme ve topluma kabul ettirebilme adına neleri göze alabileceğini sosyolajik ve psikolojik olarakta biz okurlara aktarıyor . Akıllara zarar, sıradışı nefis finali ile kendine has kokusunu yaratmak adına ,karakterimizin an be an nasıl bir katile dönüştüğünü okumak istiyorsanız KOKU okunması için sizleri bekliyor olacak
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201821,9bin okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.