Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

askerlik, gelibolu, adilhan, keşan, edirne, nahit hanım, orhan veli
az önce canım
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
ın
Vazgeçemediğim
Vazgeçemediğim
kitabında yolculuk adlı şiirini; Ne var ki yolculukta, Her sefer ağlatır beni, Ben ki yalnızım bu dünyada? Bir sabah kızıllığında Yola çıkarım Uzunköprü'den; Yaylının atları şıngır mıngır; Arabacım on dört yaşında, Dizi dizime değer bir tazenin, Çarşaflı, ama hafifmeşrep; Gönlüm şen olmalı dğeil mi? Nerdee!.. Söyleyin, ne var bu yolculukta? devamında da keşan adlı şiirini; Keşan 21.8.1942, Cumhuriyet Hanı'nda; Ne güzel bir geceydi! Sabaha kadar yağmur yağdı. Güneş doğdu, ufuk kana boyandı; Çorbam geldi, sıcak sıcak; Kamyon geldi kapımıza dayandı, Karnım tok, Sırtım pek; Ver elini Edirne şehri. şiirlerini okuyunca aklıma gelenleri yazmak istediğim için yazıyorum bu iletiyi.. orhan veli 1942de pttden askerlik sebepli ayrılır ve askere gider.. 1942-1945 yılları arasında gelibolunun kavak köyünde askerlik yapar.. (ikinci dünya savaşı çıktığı için askerlik süresi uzadığındandır orhan velinin uzun süreli askerlik yapması..) bu yıllarda fazla şiir yazmaz orhan veli.. yukarıdaki şiirler de askerde olduğu zaman yazdığı şiirlerdendir. bu dönemde orhan veli askerlik talimlerini de arada bir asar, talime gitmez, bunun yerine geliboludaki adilhan köyündeki salimin meyhanesine gidermiş.. kaldığı çadıra da nereye gittiğine dair; ''herkes gider talime/orhan gider salime'' şeklindeki not kağıdını asarmış.. #237548441 o zamanlar adilhan, koruköy adlı bu köylerdeki çingene meyhanelerinden bir meyhaneymiş bu salimin meyhanesi.. adına da köylüler 'meyhane' değil 'ahçı dükkanı' dermiş.. orhan veli bu bölgeyi ve bu bölge insanını çok sevmiş.. öyle ki bazı şiirlerini 'adilhanlı' adı ile yazıp, yayınlamış.. orhan veli yol türküleri şiirinde de hayatının bu döneminden bahseder; "Akşam oldu yine bastı kareler." Oturdum sırtın üstüne. Geçmiş günleri düşündüm. Askerdim, Adilhan köyündeydim; Böyle bir akşamdı yine; İçimde yine İstanbul hasreti, Dalmış düşünmüştüm; "Bu dağlar Koru dağları değil, Bu köy Adilhan köyü değil; Ne şu değirmen Ferhat ağanın, Ne de bu türkü hazin; Ne açım, ne susuz, Ne de gurbet elde yalnız. Hele güneş bir çekilsin, Gideceğim bir ahçı dükkânına Bu akşam da orada içeceğim; Hele şu Haliç vapuru İskeleye yanaşsın, Yolcular çıksın hele; En güzel saati şimdi Eyüp'ün." (şiirdeki ilk dizede 'akşam oldu yine bastı kareler' diyerek o bölgede zamanında duyduğu rumeli şivesine de selam göndermeyi unutmaz orhan veli..) ünlü dağ başında şiirini de geliboluda yazar; Dağ başındasın; Derdin günün hasretlik; Akşam olmuş, Güneş batmış, İçmeyip de ne haltedeceksin? orhan veli bazen de geliboludaki adilhan köyünden posta arabasıyla keşana oradan da uzun köprüye gider cumhuriyet hanında kalırdı.. orhan veli bu uzun yolculuğu edirne lisesinde öğretmenlik yapmakta olan sevdiği kadını, nahit hanımı görmek için yapardı.. iletideki yazımın en başındaki ilk iki şiir de muhtemelen bu sebeple yapılan yolculukları anlatır.. şu şiiri de anlaşılacağı üzere geliboluda askerken yazmıştır orhan veli; Çadırımın üstüne yağmur yağıyor, Saros körfezinden rüzgar esiyordu, Ve ben, bir roman kahramanı, Ot yatağın içinde, İkinci dünya harbinde, Başucumda zeytinyağı yakarak Mevzuumu yaşamaya çalışıyordum; Bir şehirde başlayıp Kim bilir nerde, Kim bilir ne gün bitecek mevzuumu. (orhan velinin ölümünü ve ölüm nedenini düşününce şiir daha bir başka oluyor bence..) böyle salim, meyhane, askerlik, gelibolu, edirne falan deyince aklıma gelen bi' anımı da paylaşayım burada.. kuzey kıPrısta askerlik yaptığım zamanlar, bi' haftasonu çarşı izninde girneye gitmiştim.. girne sahilde deniz manzaralı iki katlı bir yer buldum, üst katına çıktım.. hem sahili, denizi gören hem de bakıldığında gözden uzak bir köşeyi kestirdim gözüme gittim oturdum.. (bu kadar atraksiyona girmemin nedeni, askerlerin kıbrısta alkollü mekanlara gidip içmesi sıkıntıydı o zamanlar, içenlerden baĞzıları bölgede turistlere sarkıp esnafla kavga falan etmiş, inzibatlar alkollü mekanlarda gördükleri askerleri topluyorlardı bazen.. sakal-bıyık yok, saç kısa, yüz tıraşlı.. inzibatlar için bulunabilmesi kolay hedeftim bunun için görünür yerde oturamazdım..) neyse gittim bu dediğim yere oturdum.. bir saat oldu olmadı yanıma benimle aynı yaşlarda iki erkek geldi oturdu.. +merhaba -merhaba, +asker misin? -askerim. +biz inzibatız. -nası' ya? meğer bunlar sivil kıyafetle dolanan inzibatlarmış, askeri kıyafetle bunlar mekanlara girince askerler lavaboya saklanıp bunlar gidene kadar çıkmıyormuş falan, bunlar da izinle böyle dolanıyorlarmış, çıkardılar bu konudaki kağıtları falan gösterdiler bana.. arada bana nerelisin sen diye sorduklarında çanakkaleliyim deyince içlerinden biri; ''heeh tamam.. bundan zarar gelmez, alışıktır bu.. içip pislik yapmaz.. bizim kafadan bu..'' dedi.. meğer o da edirneliymiş.. o böyle deyince valla ben de hiç öyle eşitlikçi, adalet taraftarlığı yapıp yok yok bana işlem yapın falan demedim.. (güneşli bir gün, hafif esen bir rüzgar.. deniz, sahil manzarası eşliğinde soğuk bira içip fıstık yiyorum, arada sigara içiyorum.. neden bu güzel günümü piç edeyim?) bu da böyle bi' anımdı.. yani? yani şöĞle bi' etkinlik var siz de gelsenize; #238544732 (= (iletideki ilk görsel orhan velinin askerlik zamanından, ikinci görsel edirneye nahit hanımı görmeye gittiğinde orhan velinin kaldığı, şiirinde bahsettiği keşandaki cumhuriyet hanı..)
··
375 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.