Güzel İhsan bu evlilik işinin böyle hep yarıda kalmasına artık alışmıştı. Yirmi beşini, sonra otuzunu aştıktan, hele şimdi otuz beşine el attıktan sonra nihayet, akşam rakısıyla ve mezeleriyle, çeşit çeşit öğle yemekleriyle kendisini dünyanın en bahtiyarlarından biri saymaya başlamıştı.