A.: Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor. Dijital Kale kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”

Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor.

Dijital Kale kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”

356 görüntüleme

K E R E M ✓

@bitirhakem ·

18 Nisan 10:07

Benzer eleştiriler yapıldığında herkes kendi zırhına bürünebiliyor ne yazık ki. Ayrıca aynı şekilde beni de tutan kitap olursa baştan aşağıya alıntısız okuyup daha sonrasında beğendiğim yerlerini zevkle paylaşıyorum. Bu metot beni bayağı hızlı okumaya ve anlamaya yönlendirdi, okumada ya da anlamada yavaşladığını düşünen arkadaşlar varsa da çapraz okuma yapıp geliştirebilirler eksiklerini , tabi öncelikle eleştiriye açık olup burunlarını kaf dağından indirmeleri gerekiyor :D Çok uzun yazdım , ben bile yazarken yoruldum, sizler okurken sabırlar diliyor esenlikle kalın diyorum :d

@Who___ ·

19 Nisan 00:42

İnsanlar yozlaşabilir, toplumlar yozlaşabilir, sanat yozlaşabilir ama kitap okumak yozlaşmamalı :) benimki açık bir eleştiri normalde de böyle fikirlerimi kendime saklarım ancak hakikaten burada buna takılmak bana anlamsız geldi. Üstelik her şey tamam ama kitapları korumam lazım :D En kötüsü cahil insan değildir bilirsiniz yarı cahillerdir. Onların da büyük bir kısmı şu an 1000k’da aynı alıntıları tekrar tekrar yapıp takipçi kasmaya devam ediyor, sevgiler :)

1 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

A.