İçi öylesine yumuşak, öyle rahattı ki, insana alışılmış bir şey gibi gelmiyordu. 'İşte insanoğlu böyle.' diye düşündü. Önce biri vardı, taş gibi sert ve kıpırtısız, sonra, onun altında, af bekleyen bir kurban vardı.'İnsanın kendinden, bir başkasıymış gibi nefret edebilmesi ne garip.'