Smita bu hikayeyi gayet iyi anımsıyordu. Kocasının hatırlatmasına ihtiyacı yoktu. Burada, yaşadığı bu ülkede, tecavüz kurbanlarının suçlu görüldüklerini çok iyi biliyordu. Bu ülkede kadına saygı duyulmuyordu, hele ki o kadın bir Dokunulmaz ise . . . Dokunmanın, hatta bakmanın bile yasak olduğu bu insanlara hiç utanmadan tecavüz etmek serbestti. Bu topraklarda borcu olan adamı cezalandırmak için karısına tecavüz ediliyordu. Evli bir kadınla ilişkiye giren adamı cezalandırmak için kız kardeşlerine... Tecavüz çok güçlü bir silahtı. Tecavüz en büyük kitle imha silahıydı. Bunun bir salgın olduğunu söyleyenler dahi vardı. Yakın geçmişte komşu köylerden birindeki köy meclisinin aldığı bir karar, gazete manşetlerinde yer almıştı: İki genç kız, üst kasta mensup evli bir kadınla kaçan ağabeylerinin işlediği bu suça karşılık, köy meydanında çırılçıplak soyulup tecavüz edilme cezasına çarptırılmıştı. Meclisin verdiği ceza, köy halkının gözü önünde uygulanmıştı.