Parkta kuşların cıvıl cıvıl ötüşmelerini, içeriye dolan taze serin havayı duydukça kendimi daha pis, daha yaşlı buluyorum. Zonklayan kafamın içinde bir anı canlanmaya çalışıyor. Hemen gözlerimi sıkı sıkı yumuyorum. İçimde aydınlık istemiyorum! Hiçbir şeyi hatırlamak, bilmek istemiyorum!
Ama anı bastırıyor, burkuyor. Bir sahne beliriyor: Elimde viski bardağı, yüksek bar taburesinde oturuyorum.