Jane Austen’in Gurur ve Ön yargıdan sonra okuduğum ikinci kitabıydı. Güçlü kadın karakterler üzerinde duran yazar, Emma karakteri için de öyle bir rol çiziyor. Dönemin İngilteresinde belli sorumluluklarla ve babasının yanında belli bir yerde sıkışmış olan Emma’nın yaşamından bir kesite tanık oluyoruz. Kitabın en sevdiğim yönlerinden biri iyisiyle kötüsüyle yaptıklarının farkına varan bir karakter olmasıydı. Sonradan olumsuz özelliklerini de kabullenmesine ve olgunlaşmasına tanıklık etmemiz güzeldi. Hayatın içinden kusursuz olmayan bir karakterdi. O dönemdeki bağımsızlığı ve düşünceleri ayrıca etkileyiciydi.