Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Olduğu İçin Değil, Hep Olacağı İçin de Minnet Duymak
Bütün korkuları ve şüpheleri bir kenara bırakın ve evrenin direktiflerinizi yerlerine ulaştıracağını bilin. Bu sizin ayrılmaz neden-sonuç prensibinizin mükemmel gücüdür. Minnettarlığınızı her fırsatta belirtin. Eğer almak isterseniz ihtiyacınız olan her şey zaten oradadır. Hatta siz istemeseniz bile. Minnettarlığınız bunların böyle olduğunu hatırladığınız için değil evrenin bildiğiniz her şeyi size getirmek zorunda olduğu için olmalı. (Sf.100-101)
Sayfa 100 - MARTI YAYINCILIK, 2. Basım, Ekim 2008, Çeviren: Kerem Çorbacıoğlu, ISBN: 978-605-5872-26-7Kitabı okuyor
·
30 görüntüleme
Going Solo okurunun profil resmi
Hep olabilmesini öyle kendi kendine de işleyen bir sürece benzetemiyorum. Zira neden-sonuç prensibince sonuç nedene bağlıdır yani bize… O halde diyebilirim ki biz istediğimiz ve gereklerini yerine getirdiğimiz müddetçe isteklerimizi bize önünde sonunda (ama kendi istediği biçim, yer, zaman, koşulda) verecektir bize Evren (in sahibi); eğer biz de onu alacak bir pozisyonda duruyorsak halâ! Diye düşündüm, düşünüyorum.
Going Solo okurunun profil resmi
Verilenlerden dolayı minnet duymak yetmez bence de evet, hep verilebilecek olması da gerekir… Yani minnet duyduğumuz kaynağın (hazinelerinin sınırsız sonsuz) ZENGİN, DEVAMLI olması… Yoksa vermesi kesilen ve fakirleşen bir el, yarattığı minneti koruyamaz… Mesela çocuklarını güzelce büyüten ve sonra hayata salan bir anne-bana, çocuklarının kendisine sağlıklı bir şekilde minnet ve sevgi duyabilmesi için, KENDİLERİNİ iyi tutmaları ve hala çocukları için iyi ve gerekli şeyleri yapabilecek de olmaları gerekir. Eğer iyi hallerinden kalıcı bir şekilde düşerlerse, çocuklarında yarattıkları minnet ve sevgi çocukları için hem ağır bir yüke dönüşür hem de geçmişte yarattıkları minnet kendileri için pek de besleyici olmaz… Diye düşündüm, düşünüyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.