Herkese merhaba, Verilen söze koşulsuz güven duyulanmayacaksa, eğer verilen söz, dünyayı bir arada tutan bağlar kadar sağlam olmayacaksa, o zaman hayata dair umut beslenemez, kainat içsel yanlışlığından ötürü kaosa sürüklenip paramparça olur. İşte biz bu yanlışlığı reddediyoruz. Kanıtı da verilen sözün kanıtını perçinleyen eylemlerimiz. . Kitap seçerken Suikast Bürosu’nu elime alınca Jack London’a ait olduğunu görünce biraz şaşırdım. Vahşetin Çağrısı, Demir Ökçe, Beyaz Diş gibi ve diğerleri. Bu eserinde farklı bir türle karşılaşıyoruz. İyi ki almışım dedim okuduktan sonra da. Öldürmek üzerine kurulu olan suikast bürosunun kurucusu İvan Dragomiloff’a öldürtmek istediğin kişinin adını verip ödemeyi yapıyorsun, onlarda bir araştırma yapıp öldürülecek kişi etik anlayışlarına göre topluma zararlı olması, suç işlemiş vs olması önemlidir. Söz verildikten sonra geri dönüş yoktur. Dragomiloff gelen müşteriye şöyle der; Sorumluluğu bize ait olan bütün ölümler için diyebilirim ki ölenler arasında bunu hak etmeyen tek bir kişi bile yoktu. Ölümü insanlığa fayda sağlamayan tek bir kişi bile ölmedi. Bu işin en ilginç yanı da infaz edenlerin profesörler, bilim insanı, kimyagerler hatta filozof, yani sıradışı insanlardır. Bir gün Winter Hall gelir büroya öyle bir şey ister ve ödemesini de yapar. Peki Winter Hall kimdi? İşte bundan sonrası heyecan, gerilim dolu, merakla okurken sıradışı infazcıların felsefi sohbetlerine de katılıp bizleri etik kavramı üzerine düşünmeye sevk eden ve Jack London’un ölümünden sonra basılan bu eserini ben çok severek okudum, mutlaka okumanızı öneriyorum. Kitap ve sevgiyle kalın...

Suikast BürosuJack London · Can Yayınları · 20151,730 okunma

·

53 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Um Ya