En başta Allah'ın huzurunda olan ruh, sürekli içimizde nuru aramaya devam ediyor. Ama çoğunlukla beden egemen oluyor. Beden hâkimiyeti ele geçirdiği zaman, insanoğlu bedensel ihtiyaçlarına saplantılı hâle geliyor. Yemeğe saplantılı hâle geliyor mesela, barınağa, arzularına, şehvetlerine, bir aile kurmaya, daha fazla birikim yapmaya bağımlı oluyor. Herkes bedeninin ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele ediyor, mal mülk biriktiriyor ama içimizdeki ruh açlıktan ölmek üzere. Çünkü ruh bu dünyadan değil. Ve bu dünyadaki hiçbir şey onu besleyemez.