Jean Genet
Bekleyişin bekçisi, sözsüz esrimenin efendisi, varoluşun dip çukuruna korkusuzca bakabilen bir sessizlik keşişi:
Samuel Beckett
Aşırılığın iki peygamberini Tanca'da buluşturan ne olabilir? Burası arı ve sinek ölüleriyle kaplı masalarda naneli çay içilen bir çay bahçesi mi? Bir tiyatro sahnesi mi? Yoksa Araf mı?
Üstad
Maurice Blanchot haklı mıydı:
"Şiiri eşeleyen ölür, uçurum olarak kendi ölümüyle karşılaşır."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.