Otobüs durağına doğru yürümeye başladım. İşin en sevmediğim yanlarından biri de burasıdır. Yürüdükçe kalabalığa karışıyorum ve kalabalığa karıştıkça küçülüyorum. Bir otobüse binmeye çalışırken artık hiçleşiyorum. Oysa gariptir ki otobüse binmem bir zorunluk değil, tercih. Bundan nefret etmeme rağmen yavaş yavaş hiçleştiğimi görmek garip bir haz veriyor. Sonra aynı baygın yüzler, umutsuz bakışlar, sıkılgan iç çekişler, gazete sayfalarına gömülmüş beklentiler...