Mr. Pontellier ara sıra karısının akli dengesini yetirmeye başladığından kuşkulanıyordu. Kendinde olmadığını açıkça görüyordu. / Daha doğrusu, karısının kendisini bulduğunu, dünyanın karşısına çıkarken üstümüze bir giysi gibi giydiğimiz yapay benliğini günbegün bir kenara ittiğini göremiyordu. /