Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Suretin Ruha Tutkusu Evrende şaşkın ve mahzun bir o kadar da duyguların pençesinde kıvranan insanın buhranı, sahip olamadığı şeyledir. Sahip olamadığı yada sahip olmadığını düşündüğü şeyle olan ilişkisi İnsanı ruhundan uzaklaştırmıştır. Peki nedir sahip olmak istediği şey ? Bununla alakalı bir fikrinin olmadığıda açıktır çünkü uğruna çaresiz, huzursuz, bazen sevinçli, bazı zamanlarda ise mahzun, olduğu bu şeyin ne olduğu ile alakalı bir fikir oluşturamamıştır iç dünyasında. Bu fikri oluşturamayan insan, her yeni hissiyatını kutsamış kendinden emin olmayı hayatın bir gerekliliği haline getirmiş neticede ise kendinden kuşku duymayan ve insanı belirli kalıplarda değerlendiren bireylerin ortaya çıkmasına müsade etmiştir. Hissiyatlarını kutsal zannetmiş fakat hissiyatları hep değişmiş bu yüzden her defasında kutsala ihanet ettiği fikrine ulaşmıştır. Bu fikir ise onu yavaş yavaş vicdanında açtığı yara ile yalnız bırakmıştır. İşin en başına dönüp bütün bunların neden ve nasıl olduğu ile alakalı hissiyatsız tek bir fikir belirse zihninde, geçmişe hissiyatsız bakabilse kendi oluşturduğu labirenti görebilecektir. Fakat insanın aradığı şey doğru olan değil, çoğu zaman güzel ve lezzetli olandır. Bu yüzden ruhlar çoktan satılığa çıkarılmıştır sonradan bu hale mahkum edildiğini iddia edenler ise oksijensiz labirentlerini devam ettirmek isteyenlerdir. Neye sahip olursak olalım sahip olduğumuzu zannettiğimiz şey nedir ? Herşeyin bir bütün olduğunu ve bütünden geldiğini anladığımız gün hiç bir sıfat, değer yada kutsal kalmayacaktır belkide... Kutsalın yukarı doğru tırmanmanın bir amaç olduğunu değil bir hissiyat ve yok olmaya mahkum bir fikir olduğunu anlayamayanlar, Kralı Hokkabaza her zaman tercih etmişlerdir. Halbuki ne farkeder ? "Gemiler delinmiş yelkeni berbat. Zehire gark olmuş misk ile şerbet. Sanma ki dünyanın sultanı rahat. Bazen dalgın gezer bazen perişan... " .... youtu.be/zMch1MA1Gus?si=...
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.