Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yakup Gürsul

Yakup Gürsul
@Ehlimuhabbet
Okur
כל מה שאין לך הוא האויב הכי גדול שלך
Sabitlenmiş gönderi
Saygıdeğer Manevi Babam şöyle demişti ; "Ailesi ile vakit geçirmeyen adam hiçbir zaman gerçek bir adam olamaz." .. Aile her şeydir... youtu.be/dRPxMkKu9zY?si=...
Reklam
Bütün sözlerimi aydınlıkta yazdım. Sabah uyandığımda kalemi elime aldım çünkü hepsi yalandı. İhtiyaç vardı bitmeye mahkum olan yalanlara... Ama artık yok... Geceler kadar suçlanmış, yine de doğru olabilmek için, uyumak yerine vazgeçin bütün sonsuzluklardan. Eğer vazgeçemiyorsanız ,geçen zamana bakın, o sizden nasıl vazgeçiyor anlayacaksınız. Zamanı hissedebildiğiniz gün yeniden geleceğim, elimde son isyandan kalmış eski bir tüfenk, cebimde unuttuğum son adres... Es-Selam🤚🏼
Dünyayı kazanmak yada kaybetmek, bu iki şey arasındaki farkı düşünen herkes kaybetmiştir. Ne kadar çok kazanmak istersen, neyi kaybettiğini göremezsin bazen. Bu yüzden şimdi unutma herşeyi, yavaş yavaş izle... Ve şöyle söyle kendi kendine: -Ne Farkeder... youtube.com/shorts/K6H3BpKH...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Var olan bir durumu Allah'a isnad ettiren herkes, kendini suçlayamayan katilerdir. Öldürdüğü herşeyin suçunu başkasına atan neticelere göre kendini belirleyen, ödül odaklı düşünen kimse, Sadece Namaz kılıp cennet bekleyebilir. Aklı özgürleştiremeyen bireyin tutunduğu bütün dallar çürümeye mahkumdur.
Fedakarlıklarının hesabını yapan kimse, Musa'ya arkadaşlık yapamaz. "RAB'bin meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor" Tevrat Çıkış 2:3 "Göze göz dişe diş" Tevrat çıkış 21
Reklam
Suretin Ruha Tutkusu Evrende şaşkın ve mahzun bir o kadar da duyguların pençesinde kıvranan insanın buhranı, sahip olamadığı şeyledir. Sahip olamadığı yada sahip olmadığını düşündüğü şeyle olan ilişkisi İnsanı ruhundan uzaklaştırmıştır. Peki nedir sahip olmak istediği şey ? Bununla alakalı bir fikrinin olmadığıda açıktır çünkü uğruna çaresiz,
Hiç bir şeye ihtiyacın kalmadığında harika tabloyu görürsün. Uzun zamandır bakmaknın insana bir şey katmadığını söyler dururum. Eğer görürsen ve görmek özel hissetirmiyorsa seni, işte o zaman güneşin ve ayın ve bütün yıldızların yalnız olmadığını ,zerrenin sebepsiz olmadığını anlar, sadece yürürsün ,sararmaya yüz tutmuş yaprakların arasında...
İnsan yanıldığını kendine itiraf edebilirse eğer, bir şeyler doğabilir yüreğine. Ne istiyoruz sorusunun cevabı çok karmaşık değil aslında karmaşık olan bize bizden gayrı anlatılanlardı oysa... Konuşmanın vakti bittiyse eğer, susmak susturabilirmi herşeyi... Artık bilmiyorum. youtu.be/Pf72ijghBd4?si=...
Seni yeryüzünde yağmurların manidarlığını yaşatman için çıkardım sırtıma... Neşe ile geçen her geceyi hatırlaman için... Kaderi ellerine alıp ilahlık taslayan hokkabazları görmen... Ailenin mukaddesliğini anlatman için..
Herkesin umutla beklediği ikinci hayat, ikinci şans,sana seni unutturabiliyorsa ilk gibidir... Ama insan unuttuğunu zannettiği anda uzun sürmeyecek mutluluklar doğar yüreğine... İkinci hayat ilk hayata benzeyemez çünkü ilk olan yanlış anlaşılandır hep... Güneş evreni ısıtmak için yaratıldığında insanın hayal gücüne maruz kalıp çok manidar yaşamıştır ikinci hayatını... Herkes unutur ilk hayatını yavaş yavaş, ama günahın sevdiğin herşeyi kalbinde kendi ellerinle öldürmekse eğer unutamazsın... Çünkü unutan şifa bulur kimileri ise cefa...
Reklam
Yaşamak hazin bir bekleyiş ile sürüklendiğinde sebepsiz çığlıklar dolar insanın yüreğine.. Bu yüzden yaşamayı bir sebebe bağlayan herkes ölecek ve biz sebepsiz yaşayanlar ölümsüz olduğumuzu ispatlayacağız...
Hangi hayâl yoksul kalbini baharlardan vazgeçirdi... Bir nefes kadar soğuk rüzgarların getirdiği sabahlar yalnızlığıma ağlarken, rüyalarım bulamazken ellerini, Hayallerim,kadere halâ inanmazken, nerede kaldı ürkek ama asil olan sözlerin... Bizim kaybedince teselli bulabileceğimiz ne bir imanımız, nede etrafımızda hakkı bilen birileri vardı.. Bunu bir şövalye gibi görünmek için değil, dünyanın bir gerçeğini insana anlatmak için söylüyorum. Çünkü Şövalyelere inanmıyorum artık... Hani bir hikaye vardır klişe olan herkesin fotokopi makinasında bastırdığı... Hikaye şöyle; herşeyi tek yaptım, zorlukları geçtim ve güçlüyüm. İçinizdeki ilah olma kabiliyeti olan başka bir sizin yazdığı bu hikaye artık bitti uyanın. İnsanın beşere muhtaç bırakıldığı bu dünyada ,insan insana muhtaç... Ve İnsan tefekkür eden bir varlık, beşer ise sadece yaşayan.... İnsan beşerin tuzağına düştüğü bu dünyada, beşere değil insana hasret...
Bir sabah uyandığında ilk düşüncen bir gün öncekinden farksız ise ruhunu çürüten bişeyler vardır. Anlamsızlık değil, kaybediş değil bütün bu sancılar anlayın ruhun hakettiği mevkide olmayışı ve sessiz çığlıklarıdır anlayın...
Evrendeki yerini merak edemeyen insanlığın düştüğü durum tekerrür eden meselelerde boğulmasıdır. Düşüncelerini ve arzularını ona sunulan imkanlar sanal olan suni yaşam belirlemiştir. Geçici gündemlerde ruhunu yitiren İnsanoğlu, geçen zamanı manidar yaşamak yerine sebepsiz beklentileri onu geleceğe hapis etmiş, geçmişin sanrısı ise peşini bırakmamıştır. İnsanlığın düştüğü bu içler acısı durumun sorumlusu ve suçlusu ile ilgilenmek yerine herkesin geçen şu zamanda kendini suçlaması gerekli olmuştur. Yeryüzünün bir tarafında insanlara sunulan muazzam lezzetli bir yaşam insanın içindeki canavarı sadece usluca susturmak ve susutururken besleyip büyütmek içindir. Herşeyin bir anda bu kadar kolay ve çabuk ulaşılması insanlığı yavaş yavaş içindeki karanlığa doğru sürüklemektedir. Elinde meşalenin olduğunu iddia eden soytarıların ise karanlığa yürüme cesareti yoktur halbuki meşaleyi eline büyük bir hazla alanda yine onlardır...
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.