Oysa hepimiz anladık ki vatanı sevmek yahut haksızlığa tepki göstermek öyle sokaklarda vuruşarak, birbirine kurşun sıkarak, duvarlara sloganlar yazarak olmuyormuş. Bunlar bizi yalnızca 'kahrolası militan'lar yaptı. Adam gibi üniversitelerimizi okuyup bilimde, sanatta, ekonomide, teknolojide ileri götürmek varmış. Üniversiteye gidip devrimi bilimde yaparak, ülküyü sanata yüklüyerek, dini ruhlara yerleştirerek ülkeye çağ atlatıp ileri taşımak yerine çatışmaya giderek ülkeyi geri bırakmak küresel bir oyunun piyonu olmaktan başka bir şey değilmiş. Gerçeği yakalamak üzere farklı fikirlerimizi çarpıştırmak yerine kendimiz çarpıştığımız için gençliğimizle birlikte her şeyi heba ettik.