Nobel Edebiyat ödülünü alan ilk Rus yazar olan İvan Bunin'den kısa fakat masalsı, arka planda tarihsel bir gerçekliğin aktığı, yakıcı ve imkansız aşk gibi temaları yoğun bir anlatımla aktardığı Suhodol Köyü'nü okudum. Ürettiği dönemin karmaşık yapısından etkilenmiş ve sürgünde geçirdiği zamanlar olmuş Bunin'in. Özgürlükçü bir bakış açısına sahipmiş ve 1933 yılında Nobel Edebiyat ödülünü alması ile aslında Avrupa'da bir Rus şair ve yazar olarak kabul görmüş oluyor. Suhodol Köyü'nde Rus köylüsü ve hizmetçi Nataşka'nın geriye dönüşleri ile köy yaşantısına, aşka ve imkansızlığa dair anılarını okuyoruz. Kısa ve öz bir anlatım söz konusu, ancak masalsı bir sihir de hakim. Kısa olmasına rağmen yarattığı havayı, hissettirdiklerini, dildeki titizliği sevdim.
Tavsiye ederim.
..
..
"Kaçınılmaz felaketler olacağı yolda belli belirsiz bir beklentiyi bir çocuk gibi hep yüreğinde taşıyormuş. Bu beklenti onu daha yaşlı gösteriyormuş."