"Benim kastet mediğim özgürlük..."
Günümüzdeki gibi zamanlarda, içgüdülerine bırakılmış
olmak, fazladan bir beladır. İçgüdüler birbirleriyle çelişir, birbirlerini bozar, yıkarlar; modernliği
fizyolojik öz-çelişki olarak tanımlamıştım. Eğitimin aklı, demir bir disiplin altında, bu içgüdü-sistemlerinin en azından bir tanesinin, bir diğerinin kuvvet kazanması, güçlenmesi, egemen olması uğruna felç olmasını ister. Bugün birey, ancak budanarak olanaklı kılınmalıydı: olanaklı, yani bütün...
Tam tersi oluyor: bağımsızlık, özgürce gelişme, laiser aller
talebi tam da hiçbir dizginin yeterince
sıkı olamayacağı kişiler tarafından en ateşli bir biçimde öne sürülüyor — politikada da böyle, sanatta
da. Ama bu dekadansın bir belirtisidir: bizim modern "özgürlük" kavramımız, içgüdü-yozlaşmasının
fazladan bir kanıtıdır