Pek çok şey kendini açık etti bana: şimdi hiçbir şey ilgilendirmiyor beni. Sevdiğim hiçbir şey yaşamıyor - nasıl sevebilirim ki batı kendimi?
'Yaşamak, arzuladığıın gibi ya da hiç yaşamamak': - bunu istiyorum, bunu ister en ermiş olan da. Ama ne yazık! Nasıl olabilir ki b e n i m hala - arzum?
Var mı b e n i m - hala bir hedefim? B e n i m yelkenimin yöneldiği bir liman var mı?
İyi bir rüzgar mı? Ah, ancak n e r e y e gittiğini bilen, bilir hangi rüzgarın iyi ve uygun rüzgar olduğunu.
Ne kaldı bana geriye? Yorgun ve şımarık bir yürek; huzursuz bir istem; titrek kanatlar; kırık bir omurga.
Bu k e n d i yurdumu arayışım: ey Zerdüşt, bilir misin ki b e n i m felaketimdi, kemirip bitiriyor bu beni.
'Nerede - b e n i m yurdum?' - Bunu sordum ve aradım durdum, ama bulamadım. Ey sonsuz Her yer, ey bengi Hiçbir yer, ey bengi - Boşuna! "