Dikkat spoiler içerir. Arthur, kendisini bir kavgadan kurtaran kaba saba denizci Martin Eden adlı genci minnetini belirtmek adına evine davet eder. Burada annesi ve kız kardeşi Ruth ile tanışan Martin, Ruth'dan çok etkilenir. Onun hayranlığını kazanmak için dilbilgisini geliştirmeye karar verir. Ondan ödünç aldığı Kitaplar dışında kütüphaneden de bir sürü kitap alan Martin, Oakland şehrinde ablası Gertrude'un evinde bir odada kalmaktadır. Ekstra kullandığı gaz lambası için bile para veren Martin, bünyesinden dolayı uykuya çok az ihtiyaç duyar ve sürekli okur. Konuşmasında gelişme vardır. Ruth da onu yontabileceğini düşünür. Anne ve babası da Ruth'un sosyalleşmesi için bu durumu onaylar. Denize çıkmadığı zaman para kazanması gerekir ve bir gün Joe ile bir temizleyici dükkanına gider. Burada o kadar yoğun çalışır ki, kitap okumaya bile fırsatı olmaz. Herbert Spencer adlı bir kutamcıdan ve Swinsdine adlı bir şairden çok etkilenip yazmaya başlar. Yazdıklarını Ruth görür ama çok da etkilenmez. Lise sınavında dilbilgisi hariç tüm derslerden kalır. Gertrude'dan ayrılıp Maria adlı bir kadının odasına kiracı olan Martin burada tüm hayatını yazıya verir. Bu sırada Ruth Morse'un ailesi onun Ruth ile nişanlı kalmasını istemez. Lizzie Connelly adlı çok güzel bir kızı reddeden Martin, hayatı boyunca kızlarla hep iyi anlaşmıştır ama onun için şu anda sadede Ruth vardır. Berndissen adlı bir arkadaş edinen Martin onunla çok iyi anlaşır. İkisi de genel geçer kurallara aykırı insanlardır. Çok üretken olan Martin, yüzlerce hikaye, şiir, makale yazar. Ama dergilerden hep ret cevabı almaktadır. Mali durumu bozulur. Bisikletini, takım elbisesini rehin iye vermek zorunda kalır. Bir gün arkadaşının davetiyle bir sempozyumda konuşur ama iş bilmez bir muhabir yüzünden adı komüniste çıkar. Mahalle esnafı da ona tavır almıştır. Bir tek Lizzie ve Maria yanında durur. Ruth ise çoktan nişanı atmıştır. Arkadaşı ölmeden önce onun Fani adlı şiirini bir dergiye kendi Güneşin Utancı kitabını başka bir dergiye gönderir. Bu sefer para kazanmaya başlar. Yayınevleri yarışa girmiştir. Martin bütün borçlarını kapatır. Maria'ya söz verdiği gibi kiradaki evini satın alıp on hediye eder ve ona bir mandıra satın alır. Kız kardeşinin bir daha ev işi yapmaması için gerekli parayı verir. Zamanında hakaret ettiği, aşağıladığı insanlar, ona yazdıkları için değer vermeyen, ona gerçek bir iş bulmasını tavsiye eden insanlar, hikayelerini reddeden, parasını göndermeyen yayınevleri onun ne kadar mükemmel biri olduğundan bahsetmeye, onu evlerine yemeğe davet etmeye başlamıştır. O ise Lizzie'yi akşam okuluna bırakmakla, uyumakla, yemekle vakit geçirmektedir. Yeni hiç bir şey yazmamış, o zaman yazdıklarını parça parça yayınevlerine göndermeye başlamıştır. Bir gün Ruth gelir. Onu sevdiğini her şeye yeniden başlamak istediğini söyler. Ama Martin' in Zihni yorgundur. Kabul etmez. Joe ile karşılaşır ve ona eski günlerdeki gibi çalışmayacağı bir temizlikçi dükkanı aldırır parasını vererek. Tahiti'ye yola çıkacaktır. Ama insanların iki yüzlülüğünden bıkmış, hayatta bir amacı kalmamıştır. Gemide giderken Swinddine'ın bir şiirini okur. Yapacağı şey bellidir artık. Gemiden atlar ve yaşama içgüdüsüne rağmen denizin derinliklerine yüzmeye başlar. Artık sona gelmiştir. Son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitap diyebilirim.

Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,6bin okunma

·

100 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Serdar Poirot