Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

31.04.2024
Bir zamanlar duygularımın derin sularında yüzüyor, hayatın karmaşık labirentlerinde kayboluyordum. Her duygu, bir yolculuk gibiydi; bazen sığ sulara sürüklenirken bazen de derin, bilinmez karanlıklara dalıyordum. Ancak şimdi, bir zamanlar coşkulu dalgaların taşıdığı duygularımı kaybetmişim. Ruhumun derinliklerinde sessizlik ve boşluk hüküm sürüyor. Belki de duygularımı kaybetmek, hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşmek için bir tür kaçıştı. Her bir hayal kırıklığı, her bir acı, duygularımı yavaş yavaş çürüten bir zehir gibi bedenimi sarstı. Artık ne sevinç ne de hüzün hissediyorum, sadece bir boşluk var içimde. Dışarıdan bakıldığında hayatta gibi görünsem de, içimdeki çöllerde sessizliğin boğucu kumları altında eziliyorum. Belki de duyguların kaybı, insanın kendi varlığını sorgulamasına neden olan bir çıkmazdır. Duygular, insanın kendini tanıması, dünyayı algılaması ve ilişkiler kurması için gerekli olan pusuladır. Ancak bu pusula kaybolduğunda, insan karanlık bir denizde yönünü kaybeder, boşlukla sarmalanır. Belki de duyguların kaybı, insanın iç dünyasındaki fırtınaları susturmak için yaptığı bir çabadır. Belki de yaşadığımız acılar, çektiğimiz zorluklar o kadar büyüktür ki, duyguları hissetmek bile insan için fazla ağırdır. Belki de sessizlik, bu ağırlığı taşıyabilmek için son çare olarak kalır. Ancak belki de en derin gerçek, duyguların kaybıyla beraber insanın da kaybolduğudur. Duygularımız, bizi insan yapan en temel özelliktir. Onları kaybettiğimizde, sadece bedenlerimiz kalır; ruhlarımız yok olur, varlığımız anlamını yitirir. Belki de bu sessizlik, yitirilmiş duyguların ardında yatan derin bir çığlık; belki de bu boşluk, kaybolmuş ruhun kırık bir ağıtıdır. Ama şimdi, bu sessizlikte yankılanan tek ses, içimdeki çaresizliğin fısıltısıdır.
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.