Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yüce ALLAH'ın; kullarına ve kendisine itaat edenlere lütfu ve muamelesinde alışılagelmiş âdeti üzere hidayetine uyanların bu kırıklarını onarmıştır. Nitekim Âdem'i, cennetten çıkarmak ile kırdığı hâlde ALLAH'tan alıp bellediği ve bundan dolayı da tevbesini kabul edip hidayete ilettiği kelimelerle bu kırığını onarmıştır. Kullarını kırdıktan sonra bu kırılışlarını düzeltmesi suretiyle Allah'ın kullarına-itaatkârlara olan lütfunu-iyiliğini ve bu husustaki hikmetini iyice düşünen kimsenin önüne, Allah'ın mağfiret ve muhabbet kapılarından büyük bir kapı açılır. Annenin çocuğuna merhametinden daha çok Allah'ın kullarına merhamet ettiğini bilir. Mesela kulu, günahı sebebiyle kırıp ondan dolayı zelil ettikten sonra tevbesini kabul edip günahlarını bağışlamak ile onun kırığını onarması, türlü musibet ve mihnetler ile onu kırdıktan sonra afiyet ve nimet ile o kırığını onarması buna örnektir. Böylelikle bu kırmanın; bizatihi ona merhameti, iyiliği ve lütfu olduğunu da görür. Esasen O'nun, kendisinden daha çok kulunun maslahatını bildiğini de anlar. Ama kul basiretinin, Rabbinin isim ve sıfatlarına dair bilgisinin zayıflığından dolayı neredeyse bunu hiç fark etmez. Sevdiğinin rızasına-yakınlığına hemen hemen hiç nail olamaz, ona yakın olduğu için onun nezdinde yakın görüldüğü için pek sevinemez. Hep zillet ve miskinlik köprüsü üzerinde kalır. Hâlbuki muhabbetin esası, bunun üzerinde yükselmiştir.
Sayfa 66 - Beka YayıncılıkKitabı okuyor
··
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.