"Yıldız ışığı," diye mırıldandım. "Yoktu değil mi?" Bilincim uyku ve uyanıklık arasında gidip geliyordu. "Burası hep böyle karanlıktı ama benim görmeme hiç izin vermedin. Burada kaldığa onca zaman."
"Çok uzun süre buradaydı," diye fısıldadı. "Sen doğduğunda yıldız söndü."
"Onu sen yaratıyorsun," dedim. Gördüğüm ışık sadece bir illüzyondu.
"Eski bir alışkanlık." Elimin tersine dudaklarını bastırdı. "O yıldız sadece benim krallığımda parlıyordu."
"Onu özlüyorsun..." Sesimin kırılmasına mâni olamadım. Çünkü o sadece ona aitti. O her zaman onun yanı başındaydı. Ama ben yoktum yanında.
"Seni özlüyorum, Nova."
Ve ben artık buradayım ama o hâlâ yıldız ışığına bakıyor.
Hiçbir şey düşmedi ama yemin ederim kırılma seslerini duydum.
Yokluğumu varlığımdan daha iyi tanıyor.