Kırılgan bir zaman dilimindeyim. Gördüklerimi ve duyduklarımı yazdığımı düşünüyor, geçtiğim tüm şehirleri belleğimde tutuyorum. İnsanlar. Kediler ve köpekler. Sivrisinekler. Ağaçlar. Su kenarları. Oysaki tüm bu yaşananların basit bir kurmaca olması da mümkün.”
“Her şeyi parayla almaya ve aldığı şeyin ucuzlamasına değil zamlanmasına alışmış insan kadar mutsuzu yoktur.”
“Yazmayınca içinle kavgaya tutuşursun. Kendiyle kavgaya tutuşan bir insan her anlamda ayvayı yemiştir.”
Öyküler bize ne anlatır? Kısacık bir olay örgüsünde bir insanlık halini mi? Ya da herhangi bir yerde hiç farketmeden geçip gittiğimiz yaşamları mı ?
Kapak tasarımının tatlılığına bayıldığım kalemiyle yeni tanıştığım https://1000kitap.com/mtkaragol kısa kısa yazdığı öykülerde gerçek dünya ve olmak istediği arasında kalmış insanların, iç çatışmasını, kayboluşunu, öfkesini, kabullenişini anlatmaya çalışmış.