Sokak lambalarından, çöp kutularından ve kurumuş ağaçlardan arta kalan tek şey biraz umut..
Her birimiz çocuk olduk şahitleri oyuncaklardı. Kiminin sahip olduğu akülü arabası, kiminin de annesine yaptırdığı bez bebeği. Olur da babasına biletilmiş birkaç figür belki, ya da zamane oyuncağı barbie... hayatlarımız oyuncaklarda görünmüyor muydu ?
Koşarak balonları yakalamaya çalıştı kütüphanecinin kızı.. Bir ses duyuldu, o sesi herkes duydu. Küçük kızın kopmuş kafası kütüphaneciyi oyuncakçıya kapattı... Oyuncaklar kiminse onun rüyasına gitti kütüphaneci.. İzledi, kaçtı, koştu... Oyuncakları tamir etse düzelir miydi yaşanılanlar ?
Bir solukta değil de bir avazda okunabilecek kitaplardan. Derin bir nefes al ve bırak çığlığını.. Ne anladın diye sorsalar bakarım şaşkın şaşkın. Yaşanılan, yaşatılan öyle kıymetli ki bir bebeğe sarılıp uyumak istiyor bedenimiz... Nede usul usul yakıyor ciğerlerimizi..