İnsan dünyayı hiçbir zaman Coğrafya ilminin söz ettiği biçimde ve ölçüde
göremez. Kişinin dünya görüşü üyesi bulunduğu toplumun maddi ve manevi
ölçülerine bağlıdır. Yeryüzü bir ferdin gözünde, içinde yaşadığı kentin
(Medine'nin) değişmesi ölçüsünde değişebilir ancak. Hatta denebilir ki ferdin
sahip olduğu zihinsel biçim, onun sahip olduğu dört sınıfsal dalıyla da aynı tip,
aynı ölçü ve benzerliktedir. (Toplum, doğa, tarih ve nefsin sosyolojik konumu,
ferdin dört sınıfsal dalını belirler.) Yani bir bakıma dış dünya ferdin gözünde,
kendi toplumundan ve kendi sınıfından yansıyan olaylar ve görüntülerden
oluşmuş bir biçimdir. Dış dünya, toplumbilim dilinde zihniyet ve bireyin
süjesinin (görünmeyenin), gerçeklik ve bireyin objesini (görünenini) kendi
üzerinde yontup renklendiren bir ressam ve bir heykeltıraştır.
Bergson'un deyimiyle, dış dünya, 'kapalı toplum'da yaşamakta olan bir ferdin
gözünde sınırlı, küçük, durgun bir dünyadır. Bunun aksine, 'açık topluma bağlı
olan bir fert ise aynı dünyayı sınırsız ve sürekli değişim içinde görür.