Gönderi

576 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok az spoiler içerir ve kötü eleştirenler de okursa sevinirim. Öncelikle bu kitap için yapılan incelemeleri ve yorumları okuduğumda, kitaba atılan kötü eleştiriler ve çamur atmalara hiç şaşırmadım. Ama hala üzülüyorum ki , olayın sadece seksten , erotik kesitlerden ibaret olmadığını anlayamamış olmanıza. Neredeyse 60. Sayfaya kadar cinsel bir yaklaşım söz konusu bile değil ki ayrıca aşk dediğinizin sonu zaten sekste bitmiyor mu? Ne kendinizi kandırın, ne de bir başkasını. Bir kere de kendiniz olun. O yenen akşam yemeğinden sonrası işin yatakta bitiyor olması sizi bu kadar rahatsız ediyorsa o zaman kör gözlerinize ben bir dürtüde bulunmak istiyorum ki kitabın önünde de arkasında da içinde de EROTİK ROMAN olduğu yazıyor. Okumayın kardeşim bu kadar rahatsızlık duyuyorsanız. Tabiki de içinde fanteziler olacak, tatmadığınız yoğun duygular bilmediğiniz hazlar falanlar da falanlar. Kitap tamamen harika. Çok sanatsal bir boyutta. Aşkı son derece yaşatıyor. Dediğim gibi rahatsız olacağını düşünenlerin beyni sınırlandırılmış bir beyindir. Gelişime açık olduğunu sanmıyorum. Kendini bilenler okusun okuyacaksa. Teşekkürler...
Grinin Elli Tonu
Grinin Elli TonuE. L. James · Pegasus · 201310,4bin okunma
·
24 görüntüleme
Abdurrahman Muaz okurunun profil resmi
Burda idrak sahibi birinin, ahlaki boyutların ne seviye de olduğu sorgulanması gerekir. Zira bir inek çıplak olduğu için hiç kimse onu yadırgamaz. İnsan'nın eleştirilmesinin sebebi İnsan olmaktan geçiyor, tabi hayvan ile insanın farkını bilmek gerekiyor bunun için. İşi gerçekliğe getirecek olursak, yazar keşke tuvalette ne yaptığını da anlatsaymış, o kadar gerçekçi olmalıydı ki, dışkının rengi ve içeriğini derinlemesine anlatmalıydı, 60 sayfa kadar. Madem gerçeklikten bahs ediyoruz! Aşk'ı bahsettiğiniz fiil olarak gören kişi zaten ne sevmek fiilini ne de insanlığı tanıyordur. Eğer gerçek Aşk duygusunun, bir edebi harikaya nasıl dönüştüğünü gösrmek istiyorsanız, Fuzuli'nin yazdığı Leyla ile Mecnun'u okuyabilirsiniz, veya Serdar Özkan'nın Kayıp Gülünü, illa batılı tarzda istiyorsanız Jack London'nun yazdığı Martin Eden'ı okuyabilirsiniz. Ve görürsünüz ki, gerçkliğin de, duygunun da, sevginin de, edebiyatın da ne olduğunu. Evet çiçek ve böcekli konular yok, insana değer katan şeyler var, örneğin fakirlik var, veya bu dünyada saf olmanın, gururlu olmanın, sadakatin nelere mâl olacağı var. Ama belki siz bunları sevmiyorsunuzdur, ve ben buna saygı duyarım, ama siz kalkıp bana bir şirket patronu nun bir gazeteci ile ilişkisini umursamayıp, beğenmeyince siz de buna saygı göstermelisiniz. Beğenmiyorsanız okumayın diyorsunuz, zaten beğenmiyoruz ve okumuyoruz, ama burda kalkıp bize saygısızlık yapıyorsunuz, sırf sizin gibi düşünmüyoruz diye. Sanat kelimesini açıklamak gerekirse, sanatın çıplaklık ve cinsellik olarak gören sapık düşünceli kişiler hiçbir zaman sanatsal birşey üretememişlerdir, ne ressamlar ne şairler vesaire. Leonardo Da vinci veya Michelangelo nun çıplak bir portresini göremezsiniz, Sadi Şirazi'nin veya Shakespeare'in erotik şiirlerini de göremezsiniz, Christopher Nolan'dan da cinsel içerik dolu sahneler göremiyeceksiniz. Sapık fikirli kişilerin Sanat'ı kullanarak kendi iğrenç fikir ve hayallerini kendilerine saklamasını istiyoruz. Son olarak bir kitab popüler diye ona santsal denemez, denmemeli. Zira Nobel Barış ödülüne adını vermiş olan Alfred Nobel'in gerçekte on milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan dinamiti bulan o adamın bir canavar olduğu gerçeği gibi, Ama popüler medya da o Nobel ödüllerine adını veren bir barış adamıydır. O yüzden gerçekçi olun, yok olmayacaksanız, sahtekarlığınız batsın. Bize burda bel altı fantezilerinizi sanat diye satmayın... Rica ederiz...
MN Tuna okurunun profil resmi
Öncelikle yaptığınız yorumdan dolayı teşekkür ederim. Ben orada kitabı baştan sona okuyup da çamur atan okurları eleştirdim sizi değil. Ayrıca aşkın ne denli muazzam yaşandığı romanları mesnevileri yüzyıllara dayanmış kesitleri masalları , şiirleri ben de okudum ve biliyorum. Benim demek istediğimi biraz daha açıklayıcı anlatayım anlamamışsınız; ben orada aşkın karşılıklı ve fiziki , hem ruhi bir şekilde yaşanması ve kitabın (tekrardan söylüyorum) erotik bir roman olduğunu her yerinde bas bas bağırırken , neden bu eleştiri? Bir insan bir kere kendine şunu demeli ; ben erotik roman sevmiyorsam erotik roman okumamalıyım. Budur yani. Sevmeyen istemeyen okumasın. Misal veriyorum ben bilim kurgu tarzı romanlardan nefret eder keza asla okuyamam da ama kalkıp o tarzda yazılmış başyapıt olmuş bir romanın neresine eleştiri yapabilirim ki ben zaten sevmiyorum ve okumuyorum.! Bu çok saçma olmaz mı :) Benim aşka dair yazılan en baş yapıtından mevlânasına tebrizine mecnununa hatta mem u zin , Yunus Emre ve dahi nicesini saymak burada saçma olur. Çünkü söz konusu burada bir kitap ve içeriğinin erotik oluşu. Yani bir kitap erotik diye seçilmiyorsa o kitabı eleştirmek söz konusu olamaz. Ama bir kitap erotik ise ve sen o kitabı adam gibi okuyup işin fantezi yahut sanatsal veya dil , düşünce, cümle bütünlüğü, akıcılığını, başını, sonunu, ortasını, başrolünü bla bla bla vs vs vs. Bunları eleştirebilirsin ama hiç kimse bu kitabı erotik diye , fantezi diye , içerdiği sapıklık vs diye eleştirmeye kalkmasın. Çünkü bu kitabı eleştirmek değil, yazarı hiç değil, anca kendinizi eleştirmenin bir yolunu tekrardan bulmuş olursunuz. Sevgiler...
Abdurrahman Muaz okurunun profil resmi
Anlıyorum, benim yorum da bulunma sebebim, sizin "Dediğim gibi rahatsız olacağını düşünenlerin beyni, sınırlandırılmış bir beyindir. Gelişime açık olduğunu sanmıyorum", cümlesiydi, eğer bunu kitabın içeriğini bile bile okuyup beğenmeyenlere söylüyorsanız, birşey diyemem. Ama dışardan okununca bu cümle okuyan okumayan tüm okurları kapsıyor ve okur kendine şunu soruyor; ne zamandan beri erotizmi sevmemek sınırlandırılmış bir beyin oldu, yoksa bu sadece kitabı okuyanların kendilerini haklı çıkarma çabası sonunda ortaya çıkmış istemsiz, kırıcı ve saygısızca oluşturulmuş bir cümle mi? Umarım dediğiniz gibi, sadece kitabın konusunu bile bile okuyanları kapsıyordur. Aksi takdirde sırf kendi fikrini ve sanat görüşünü beğenmiyor diye, birine hakaret etmek veya aşağılamak, ne kadar erdemli olabilir ki? Eğer böyle olursa ne sanatın bir önemi kalır ne de edebiyatın. Bunun böyle olmadığını umar, iyi okumalar dilerim...
MN Tuna okurunun profil resmi
Dostum beni tanırsın, ne manada söylediğimi de iyi bilirsin, konuyu kapatıyorum :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.