Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

544 syf.
7/10 puan verdi
️ Kitabın yazarının İpek Çalışlar olduğunu görünce okuyup okumamakta kararsız kaldım, zira onun bir önceki kitabı "Latife Hanımı" okumuş ve Atatürk hakkında alttan alttan bir antipati yaratma gayreti içerisinde olduğunu hissetmiştim. Tereddütümde haksız değilmişim. Gene aynı şeyleri hissettim. Özellikle Amerikan Mandası konusu, 1915 Tehcir Olayları, Milli Mücadele esnasında bazı yerlerde onu ürkek ve korkak gösterme çabaları, Şeyh Said ayaklanması, İzmir Suikastı ve İnkılapları anlatırken Atatürk tasvirleri vs.... Özellikle can alıcı noktalarda kaynak olarak Atatürk düşmanlığı ile bilinen Dr.Rıza Nur'a ve ismini sayamayacağım bir sürü insana başvurulması.. Latife Hanım kitabında olduğu gibi kitap Atatürk ile Halide Edib savaşı şeklinde geçmiş. Bu söylediklerim okurları kesinlikle etkilemesin zira okurken Halide Edib'i çok iyi tanıyacaksınız; Halide Edib, Kürsüye giden merdivenleri her çıkışında son basamağın bir idam sehpası olduğunu hayal ediyor, bu amaç uğrunda ölmek istiyordu.. 1917 yılında İngilizler onun hakkında;" Halide hanım, bir kadın. Türk kadınının oy kullanma hakkını savunan bir yahudi. Cemiyet yanlısı. Çok iyi bir romancı." şeklinde rapor hazırlamışlardı.. Oysa ki Kürt Mustafa Paşa'nın başkanlığındaki Divan-o Harbin idam kararı aldığı isimler ; Atatürk, Bekir Sami, Dr.Adnan, Ali Fuat, Ahmet Rüstem, Kara Vasıf'ın yanında yedinci isim olarak onun da adı vardı... (Benim de tespitim) Nazan Aksoy’unda belirttiği gibi "romanlarında aslında kendi hayatını, ruhsal ve fiziksel dönüşümlerini anlatıyordu"... İyi bir kadın hakları savunucusu.. Kendisini sayısız kez aldatan ve çok evliliği savunan kocasından ayrıldıktan sonra özgür ve bağımsız kişiliği gelişen,milli geleneklerden uzaklaşmadan, kadınlar üzerine çeviriler yapılan, konferanslar düzenlenen ilk kadın kulübü, "Teal-i Nisvan Cemiyetinini kurdu. Cenevrede yayımlanan Türk Yurduna yazdığı bir mektup nedeniyle İsviçredeki Türkler tarafından "Türklerin Anası" ünvanı verildi. 1913 yılında tüm baskılara rağmen, bir Türk kadını olarak ilk kez olmak üzere, isyan nutkunu ifa ettiği "Yeni Turan" adlı oyunu sahneledi, şiirini okudu, piyanosunu çaldı Yaşadığı tartışmadan sıyrılamayan Halide artık Atatürk'ü sadece "Bir yerlerde bir şeylere önderlik eden biri" değil tüm söylemlerinde, yazılarında hasım olarak görmüştü. O kadar ki Enver'in tekrar Anadolu'ya dönmesini bile ister olmuştu.. Ancak, Falih Rıfkı Atay, asistanı Mina Urgan, Adalet Ağaoğlu gibi daha onlarca yazar aslında Halide'nin Atatürk'e duyduğu ilginin karşılıksız olduğundan dolayı bir husumet oluştuğunu ifade etmişlerdi.. Onun cephede bulunması hiç hazmedilemedi, muhafazakar erkekler onun hakkında dedikodu yapıyorlar, namussuzluk söylentileri yaymışlardı.. En güzelini gene İlber hocam demiş; "Kim ne derse desin, Hindistan’da bile hâlâ Halide Edip Adıvar’dan bahsediliyor ve bu bizde bir gurur uyandırıyorsa sloganlar ve hazır tasvirlerle Halide Edip’i tanımaktan vazgeçelim." Ben de hocam gibi düşünüyorum ve noktayı koyuyorum. Atatürk ile yaşanan fikir ayrılıkları onun Milli Mücadelenin en büyük kadın kahramanı ve Türk Edebiyatının tartışmasız en iyi yazarlarından biri olduğu gerçeğini değiştiremez. Hali hazırda Atatürk'e karşı hesaplaşma içerisinde olanlar alternatif tarih yaratma çabalarını Latife Hanım, Halide Hanım ve başka hanımları kullanarak devam etmektedirler. Ben Milli Mücadeledeki ve Türk edebiyatına katkıları nedeniyle Halide Edib'i saygı ve sevgiyle anıyorum. Ruhun şad olsun Anadolu Güzeli..
Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadınİpek Çalışlar · Everest Yayınları · 2010304 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.