Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

640 syf.
5/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Rus şair ve yazar Boris Pasternak (1890-1960)’ın 1955 yılında tamamlamasına karşın kitap içeriğindeki Rus Devrimi’ne yönelik eleştirel bakıştan dolayı Rus Yazarlar Birliği bünyesindeki sansür kurulundan onay alamayan ve ilk olarak Sovyet Rusya dışında basılan ilk ve tek romanı. Kitabın yayımı sonrası Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyasında büyük bir koz geçer Batı Dünyası’nın eline. Ekim 1917 Devrimi’nin öncesini, sonrasını, 1.Dünya Savaşını ve Rus iç savaşını, merkeze aldığı Jura-Lara aşkının arka planında inceleyen romanda yazar; açık bir biçimde olmasa da kaleminin kıvraklığını kullanarak rejim eleştirisi yapmakta, merkez yönetimden halk komitelerine kadar tüm yeni rejim unsurlarının halka yaptığı sert muameleyi, kitlesel ölümlere yol açan açlık ve yoksulluğa neden olan siyaseti yermektedir. Batı’da ölümüne nefret edilen Sovyet Rejimine hem de ülke içinden gelen bu eleştiriyi alabildiğine kullanır Batı Dünyası. Kitabın estirdiği rüzgar yazar’a sansasyonel bir Nobel Edebiyat Ödülü kazandırır 1958 yılında. Ancak ödülü aldığının açıklanmasının hemen ertesinde başlayan ağır eleştiri ve yıldırma politikasına çok fazla direnemeyen yazar ödülü reddettiğini açıklamak zorunda kalır. Bu konudaki diğer bir yaklaşım ise: Ülkesini çok seven bir Yurtsever olan yazarın, kitabın ülkesi aleyhine kullanılacağını görerek kendi isteği ve iradesi ile ödülden vazgeçtiğini savunur. Bir okur olarak kişisel görüşlerime gelirsek: Ben şanslı bir okur olarak kitabın önceki yıllarda olduğu gibi çeviriden yapılan çevirisini değil, ilk kez Rusça aslından Hülya Arslan’ın yaptığı çeviriyi okudum. Çok genel ve kaba bir konu özeti yapmak gerekirse: Çocuklukları birlikte geçen Jura (Dr.Jivago) ve Tonya evlenirler. Sonrasında Lara’yı görüp tutkulu bir aşkla ona bağlanan ancak herşeye karşın eşinden vazgeçmeyen Jura, Devrim yılları Moskova’sındaki yoksul yaşamdan ailesini korumak adına Sibirya yakınlarına göçer. İç savaşın bir tarafını teşkil eden Partizanlar tarafından kaçırılan Jura’nın ailesi ile irtibatı kopar. Yıllar sonra bir yolunu bulup kaçtığında ailesi Devrimciler tarafından yurt dışına sürgün edilmiştir artık. Roman 640 sayfalık son derece zor bir eser. Yazarın romanda kullandığı çok fazla sayıdaki karakter ve figürün takibi de bir hayli güç. Ben kitabı okurken boş beyaz bir kağıda karakterleri özetleyerek romanı daha rahat takip etmeye çalıştım. Çok sayıdaki bu karakterlerin yolu sayfalar sonra birbirleri ile kesişebiliyor yada sahneye girip çıkan bir figürü onlarca sayfa sonra tekrar karşınızda görebiliyorsunuz. “Bu da nereden çıktı? Kimdi bu?” sorularını tekrar başa dönmeden yanıtlamak için bir bilgi çatısı kurmanızı şiddetle öneririm. Roman karakterlerin sayısal fazlalığıyla zorluk teşkil ettiği gibi çabuk akan bir yapıya sahip olmamasıyla da okumayı güçleştiriyor. Yazarına Nobel kapılarını aralamış bir eser için sert eleştiri yapmak ne derece doğru bilmiyorum ama ben romanı beğenmedim. Kitap için bir başka eleştirim de şu: Mekanlar itibariyle binlerce kilometrekarelik mesafelerde geçen romanda, karakterler inanılmaz tesadüflerle birbirleriyle karşılaşıyorlar. Eski Türk Filmleri için bir tabir vardı: “Bu kadar tesadüf ancak Türk Filmlerinde olur” şeklinde bir söz yerleşmişti halkın zihnine. Bu romandaki sayısız ve gerçekleşmesi gerçek hayatta imkansız tesadüfler insana bu sözü söyletiyor. İçerdiği rejim eleştirisinden dolayı Batı Dünyası tarafından yelkenlerinin suni bir rüzgarla doldurulduğunu düşündüğüm kitap her şeye karşın insanda araştırma hissini tahrik ediyor. Olayları daha rahat anlayabilmek ve kavramları yerli yerine oturtabilmek adına kısa bir Rus Tarihi okumak zorunda kalmam kitaptan bana kalan en önemli kazanım.
Doktor Jivago
Doktor JivagoBoris Pasternak · Yapı Kredi Yayınları · 20231,044 okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.