Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

253 syf.
·
Puan vermedi
Koestler, Rubashov karakterinin hapishanede sorgulanması ve idama giden süreci etkili bir şekilde okura aktarıyor. Büyük bir ihtimalle Koestler İspanya iç savaşında tutuklanıp hapse atıldığında, elde ettiği hapishane deneyimlerini karakter Rubashov üzerinden aktarmaktadır. Dönemin Sovyetler Birliğini, siyasi analizler yaparak iyi kötü ayrımına öznel ve nesnel açıdan bakmaya, inanmışların inandıkları değerleri iç hesaplaşmalarla sorgulamaya çalışan bir roman ki politik bir kitap gibi derinlemesine işlenmiş bölümlere sahip. Hapishane romanı olan gün ortasında karanlık; mahkûmun sorgusundan, hücresinden, son anlarından, hislerinden, umutlarından, umutsuzluğundan her türlü hissiyatı çok net okurken hissedeceğiniz bir anlatıma sahip, lakin Parti, rejim ve siyasi analizler sizi yorabilir. Dikta bir rejimin acımasızlığını ve insanların bir nevi köleliğini ve çaresizliğini de çok net ortaya koyuyor. Parti’nin acımasızlığını aşağıdaki cümleler ne kadar güzel ifade ediyor: “Bireyin vicdanı onun için önemsizdi, bireyin kafasından, kalbinden geçenlerde hiç mi hiç aldırmazdı. Parti’nin bildiği tek bir suç vardı: Çizilen yoldan sapmak. Bunun da bir tek cezası vardı: ölüm.” “Parti’de ölüm herhangi bir esrar ya da romantik bir yan taşımazdı. Yalnızca hesaba katılması gereken mantıksal bir sonuç olarak görülen biraz soyut bir kavramdı. Ayrıca ölümden çok ender söz edilir, “idam” sözcüğü ile hemen hemen hiç kullanılmazdı. Resmi adı “fiziksel tasfiye” idi. Aynı şekilde “fiziksel tasfiye” ibaresi yalnızca bir tek somut düşünce getirirdi akla: Politik etkinliğin sona ermesi”
Gün Ortasında Karanlık
Gün Ortasında KaranlıkArthur Koestler · İletişim Yayınevi · 2019417 okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.