Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

131 syf.
9/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Mektup yazma eylemine o kadar uzak kalmışız ki insanın aklına bile gelmiyor doğrusu( benim aklıma hiç gelmiyordu açıkçası ) Halbuki samimiyetle, hissederek kağıda dökülen duygular, yeri gelir gözyaşları, o an yazarken içilen kahvelerin unutup kağıdın üzerine bıraktığı izler mektupla özümsenebilir değil mi ? Hangimiz bu güzel eylemi yapmaya niyetli ve uygulamaya geçme potansiyelinde? Bu kitabı okuyana dek aklıma gelmemişti mektup yazmak, telefonlarla sabit yazı stiliyle mesaj atıyordum ya neden gelsin ki hem sabır da gerektirmiyor tık iletiliyor tık cevap geliyor efendim.Rutinleşmiş sıradan bir eylem… Mektup illa edebi sözlerle ya ilanı aşk gibi mevzu bahislerle mi olmak zorunda hayır tabiki Cemal Süreya’nın mektuplarını da okuduğumuzda da göreceğimiz gibi sadece samimiyet söz konusu olmalı, içimizden ne geçiyorsa tüm netliğiyle aktarabilmeli. ‘’bugün sabah kalktım, şunu şunu yaptım, sen aklıma geldin yazmak geldi içimden, seni seviyorum diyerek kalbimizdekini serpiştirsek ne de hoş olur .Yaşıyoruz lakin çoğu zaman mekanikleşmiş, duygularımıza kilit vurarak, gurur ve kibirle geçiriyoruz günlerimizi arada durup mola versek bu durumlara da mektup yazsak sevdiklerimize yavaş yavaş esneyerek samimiyetimizi serpiştirsek etraflarımıza.. Kendimden küçük bir kesit paylaşmak istiyorum buradaki ailem olan sizlerle. ''Çocuklardan hayat dersi almak, onlardan çok şey öğrenmek mümkün gerçekten. Ben de kardeşimden çok şey öğreniyorum. Öğrendiğim şeylerden biri de: Gurbetten eve gelince sımsıkı sarılır abla sana içimden bunu yazmak geldi der elime kağıt tutuştururdu. Yazdığı genelde ‘’abla seni çok özledim seni seviyorum ya da annemle problem yaşadıysa ona karşı söyleyemediği şeyleri kağıda aktarıp sonra bunu konuşalım olur mu yüz yüze diye belirtmesi gibi ‘’ Mesud olurdum okuduğumda, yüzüme tebessümüm yansırdı o da mesud olurdu bunu görünce. Anneme de yazardı aynı evdeyiz ama yazardı lakin kıymet verdiğimiz şeyler günden güne değişip algımız daraldığı için fark edemeyişlerimiz çoğaldı maalesef buna ben de dahil. Önemsememizden ötürü kardeşim yazmayı bıraktı ,uğraş vermedi , o da teknolojiye ayak uydurdu.'' Bu kitabı okuyunca kalbim acıdı insanın verilen değere karşılık vermemesi ne de acı.. Tekrar kardeşimle yazma meselesini konuşacağım bu vesileyle *-* Umm hikayem bu kadardı.:)) Kitaba dönecek olursak Erdal Öz’ün mektuba dair naif düşünceleriyle yoğrulmuş, mektubun samimiyetine dair, Cemal Süreya’nın Onüçüncü mektuplarının yazılış öyküsünü kısaca anlatmasıyla giriş yapmak oldukça tatlı idi. Cemal Süreya’nın mektuplarında eşine duyduğu sevgiyi her defasında dile getirişi, gün içerisinde neler yaptığına dair samimi ve öz anlatışı, oğluna duyduğu pıtırcık sevgisi, (bkz: ‘’Piliçleri kestim. Hepsini temizledim. İkisini buzluğa attım. Birini bu akşam bizim hayduda yedireceğim. ‘’Annem nerde?’’ diye soruyor sık sık.’’Annem yerde?’’ -‘’Annen hastanede, iyileşip gelecek.’’ ‘’Ben gidip bütün iğneleri kırcam.’’ ‘’Aferin, oğlum; Nice’ler de çok uslu durdun, çok beğendim seni.’’ - ‘’Çok mu hoşuna gitti?’’ ‘’Çok hoşuma gitti .’’) gibi sımsıcak cümleler, eşine karşı hitap biçimi, eşini hastane yemeklerini yiyemediği için kendine dert edinmesi, Basit gibi görünen ama önemsemediğimiz, (bkz: Simit ve çay.. Olsa da beraber içsek ) gibi içli serzenişlerle bezenmiş mektupları okumak keyifli ve duygu dolu idi. Cemal Süreya’nın ilk kez bir eserini okudum kendisini geç tanımak hüzün verdi ama tanımak da nasip oldu ^_^Duru bir dili var, öz . İçime mektup yazma eylemi doldurttu bu kıymetli eser. O isteği iyice uyandırıp :D içten gelen duygularımızı kağıda döktüğümüz, değer verdiğimiz insanlara neden biz de göndermeyelim değil mi? İçtenlik çokça mühim efendim. Esenle kalın. Sevgilerimle.
On Üç Günün Mektupları
On Üç Günün MektuplarıCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 20174,589 okunma
··
129 görüntüleme
Ramazan Kudat okurunun profil resmi
Tesadüf bu ya. Bugün ben de bir mektup aldım. Tee nerelerden gelmiş nerelerden. (Söylemem nereden geldiğini merak edin. :P) iki sayfa arasına tüm dünyanın en güzel şeyini, samimi bir dostluğu, sığdırmış arkadaşım. Böyle böyle içimde kederi yok ediyor canım dostlarım. Hep var olsunlar. Beni çizmiş bir de. Çizim benden güzel. Bana beni kıskandırıyor. :P efenim işte incelemeniz de bugün aldığım mektup kadar güzeldi :)))
Beyza okurunun profil resmi
Ahh ne güzel bir tesadüf olmuş ^_^ Hehehheeh merak ettirdin şimdii ama :D Woaah o iki satırı bile güzelleştiren sen olmuşsun ki yansımış cümlelerine dostunun. Umarım dostluğunuz da daim olur efendim . Ayrıca ne de sevilen bir Howl ^_^ "Beni çizmiş bir de. Çizim benden güzel. Bana beni kıskandırıyor. :P. " mütevazilik+ samimiyet = Howl :)) Çok teşekkür ediyorum güzel gören yuregin için Howl. ^_^
9 sonraki yanıtı göster
Yağmur okurunun profil resmi
İncelemeni okurken böyle başta sırıtıyordum "aaa Beyza inceleme yazmış -" diye, ama sonra okurken böyle bir huzur kapladı içimi. Durgunlaștım, sadece bir tebessümle okudum. Hikayen yine çok güzel, kardeşinin içindeki bu isteği de tekrar alevlendirebilirsiniz umarım, arada ben de mektuplardan oluşan kitaplar okuduğumda hep mektup arkadaşım olsa keşke diyorum. E-Kitap okumayıșımla aynı sebepten aslında, onun yazdığı şeyi somut olarak elimde tutarken kendi el yazısından okusam. (Posta Kutusundaki Mızıka, en büyük örnek bunu isteten.) Bir de mektup yazarken kim neyden çekinir ki, ket vurmak zorunda değilsin bile kendine bunu yazsam mı yazmasam mı diye, çünkü zaten mektup arkadaşı olmuşsan o kişiyle, neyi saklayacaksın, neyi bilmesini istemeyeceksin ki... :/ Lafın kısası, çok güzel yazmışsın yine. Dün burada şiir kitabı okuyan ve şiir paylaşan çok fazla insan olunca benim de içimden gelmişti (getirtilmişti :D) okumak, Süreya'yı hiç okumadım ama şiirlerinden önce mektuplarını okurum belki. Teşekkür ederim bu çok güzel, samimi ve dingin inceleme için. Umm, benim yorumum da bu kadardı. :)) Sevgilerle. <3
2 önceki yanıtı göster
Beyza okurunun profil resmi
Ah yaa ne güzel, içten bir cansın. Alevlendirmek için uğraşacağım güzel insan.^_^ "E-Kitap okumayıșımla aynı sebepten aslında, onun yazdığı şeyi somut olarak elimde tutarken kendi el yazısından okusam. " di mi yaa insan elinde olsun , hissetsin istiyor. Hihihihi evet burda çok güzel şiirler okuyan insanlar var, içinden geldiyse şiir okumak tadından yenmez *-* Ben çok teşekkür ederim verdiğin değer için, bu yine çok samimi, içten yorumun için. "Umm, benim yorumum da bu kadardı. :))" yaaa sempatikk şeey. Kucak dolusu sevgileeer sanaaa*-*-*-
2 sonraki yanıtı göster
Icetree okurunun profil resmi
Ben de ailemden uzak kaldığım süreçte hep mektup yazar ama asla göstermezdim. Birkaç defa ellerine geçince psikolojimin bozuk olduğunu düşündüler, ben de bir daha yazmadım:)) Ya da yazsam da çok iyi saklarım:))Kardeşin daha cesurmuş aslında.Kitaptan cok etkilendiğin belli... Kalemine sağlık:)
Beyza okurunun profil resmi
Samimi yorumunuzu okurken çokça gülümsedim.^_^ hihihiihi "Ya da yazsam da çok iyi saklarım:)) " en iyisi saklamak bence de *-* Kardeşim cesur ama değer görmeyince içe kapanıyor efendim . Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için sizin de yüreğinize sağlık. Çokça sevgiler. *-*
Erdinç BİGE okurunun profil resmi
Sosyal medya icat oldu, mektuplar ve içtenlikler de rafa kalktı, ne yazık ki! Ben de aynı duyguları Sabahattin Ali'nin mektuplarını okurken hissetmiştim. Yüreğinize sağlık.
Beyza okurunun profil resmi
Haklısınız Erdinç Hocam. Bu incelemeyi yazdıktan sonra ertesi gün bir arkadaşıma mektup yazıverdim ^_^çok güzel bir şey imiş . Ne güzel sizin de hissetmeniz. Sabahattin Ali'nin mektuplarını bilmiyor idim, teşekkür ederim katkınız için de. Sizin de yüreğinize, yorumunuza sağlık:) çok teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.