"Sen Arabesksin" der dostlarım. Yakınımda olanlar. İtiraz etmem. Kabulümdür. Tıpkı Cahit Sıtkı gibi. O da der ya:
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Uzak gibi görünse de, ben aşık olmak isterim Nilgün Marmara'ya. Kabul görmez bilirim, ama öyle düşünürüm. “Hayatın Neresinden Dönülse Kârdır” demişliği var ya, saçımı başımı yoldurur bu. Boşuna olduğunu da bilirim sözlerimin. Bu çaresizliğin kabuludür. Sangiovese Nilgün, elveda Nilgün. Biz seni çok sevdik, keşke gitmeseydin. Gitmişsen de, gitmiş olmaya parmak basmışsan da, güle güle, der, seni her hatırlatan ayrıntıya gözyaşı dökeriz.