"Ben, Robot"un kapağında mahzun mahzun düşünen adam pozisyonunda oturan robot oraya öylesine konmamış. Onun adı Cutie ve o da bir çok diğeri gibi pozitron beyne sahip robotlardan biri. Soyut düşünme yeteneğine sahip QT-1 serisi robotu olarak ayrıca yönetebilme konusunda da maharetli. Görevi ise insanların kullanılmasının gerek olmadığı bir uzay görev merkezinde diğer görevli robotlarla beraber işleri yürütmek. Ancak Cutie'nin bir sorunu var: Cutie düşünebildiği için var olduğuna inanıyor ve bu yüzden kendisinin montaj işlerini yürüten insanlara da benim yaratıcım kim diye soruyor. Cevap olarak insanı kabul etmiyor. Cutie'ye göre onun yaratıcısı gezegendeki İşlem Dönüştürücüsü, ondan Efendimiz diye bahsediyor ve "Efendimizden başka bir Efendi yoktur ve QT-1 onun resulüdür" diyor.
Isaac Asimov'un bu eseri işte böyle ilginç öykülerle dolu bir roman-hikâye kitabı. İlk öykü Robbie, Asimov 19 yaşındayken yazılmış ve orada yazarın en naif bir kalemle yazdığını görebiliyoruz hikâyesini. Hikâyelerin geri kalanı yavaş yavaş çıtayı yukarı çıkarıyor: bütün öyküleri aslında ABD Robot ve Mekanik İnsan A.Ş'de robotik devriminin başından beri görev almış olan robopsikolog Susan Calvin'le röportaj yapan bir muhabir arasındaki sohbetlerle birbirine bağlıyor yazar. Bütün öyküler aslında Calvin'in bir hatırası ve robotik devrimin genişleyip son öyküde göreceğimiz şekilde akıl almaz bir sistem yürütücüsü hâline geldiği, insandan yana tavır alan ve bütün mekanizmasını bu uğurda döndüren devrimsel gelişmelerin anlatılması bir yandan da. Neredeyse bütün öykülerde mizahla beraber yürüyen anlatım Asimov'un diyalogların çok ön plânda olduğu ve bütün kitabın neredeyse diyaloglar üzerinden yürüdüğü hızlı kurgusuna çok uyuyor. Asimov her hikâyede başka bir robottan söz ediyor. Bunun da bir sebebi var: Üç Robot Kanunu denen kanunlar robotik devrimin en temel düsturları ve bu düstûrları çiğneyen ya da ihlâl eden bütün durumlar sadece problem yaratıyorlar. Her hikâyede bir robotun bu üç kanundan birisi sebebiyle sıkıntı yarattığını görüyoruz. Üç robot kanunu ise şunlar:
1. Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz.
2. Robotlar, Birinci Kanun’la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.
3. Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun’la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.
Asimov, robot karakterlerini nadiren çok ön plâna çıkarıyor. Cutie gibi örneklerde çok orijinal bir ritm tuttuğunu da söyleyebiliriz. Will Smith'in seneler önce çektiği Ben, Robot filmindeki robotların ise kitabın hiç bir yerinde olmadığını söylemek gerekiyor. Asimov'a göre robotlar işbölümü ve iş yükünün paylaşımı, insan topluluğunun gezegen çapı ve ötesindeki arayışları ve görev dağılımları için, görev yükünü taşımak amacıyla varlar ve temelde yaratılış ve üretilme amaçları insan türüne faydalı olmak. Öykülerde kenardan kenardan sezdirilen peki ya robotlar isyan ederse, emirler ve kanunlara uymazlarsa soruları akıllıca, ikna edici akıl yürütmelerle bertaraf ediliyor. Yine de kendilerinin varoluşunun temelindeki üç kanunla davranış çemberleri bağlanan ve sınırlanan robotların "davranış bozuklukları" göstererek bilincin getirdiği özgürlük yönünde şaşırtıcı adımlar atmaları dikkat çekiyor ve bu adımların yine insanlar tarafından ve yine robotik devrimin kurallarına uygun olarak çözümlenmesi (imha, aksayan yönlerin yenilenmesi, birbiriyle çakışan durumlarda üç kanunun robot tarafından farklı algılanmasını sağlayacak manipülatif yaklaşımlar vb) bir yandan da üzücü geliyor; çünkü robotlar gerçekten de köleden başka birşey değiller. Yazar bunu anlatmıyor, ama yine de bu aklımıza geliyor elbette.
Ben, Robot bana en çok Cylonları düşündürdü. Battlestar Galactica gibi muazzam, muhteşem bir metinden dünyalı olmak, buralı olmak, insan olmak, yapay zekâ olmak vb bir çok mesele üzerine birbirinden enfes hikâyeler çıkmıştı. Dizide aynen Cutie ve diğer robotlar gibi yine insan gücü, iktidarı ve menfaati için üretilen Cylonlar bir süre sonra insanların çok tanrılı inancını reddederek tek tanrı inancı uğruna bütün insan türünü yok ederek uzayda kendilerince, imanla yaşamaya çalışıyordu. Asimov'un kitabı yaratılışını insandan görmeyerek onu reddeden ilk itirazı dillendirmiş oluyor galiba. Cylonlarsa bir çığ gibi bütün insan uygarlığını yok ederken geride kalanlara acımıyor ve Cutie gibi uysal bir kabullenişi asla ama asla kabul etmiyordu. QT-1 serisi, Cylonların ilk, masum, sessiz modelleri gibi...
Bence "Ben, Robot"'u bilimkurgu sevmeyenler de büyük bir keyifle okuyabilir. Kesinlikle okunmayı hak eden çok iyi bir bilimkurgu eseri Ben, Robot.