Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Evvela samimiyet! Benim bir yazarda aradığm ilk kriter samimiyet olmuştur. yazacağı her kelime, kuracağı her cümle, anlatacağı her olay yüreğinden gelmelidir. Öyle olması gerektiği için, öylesine yazılmış her satır  benim için müsveddeden ibarettir. Samimiyetsizliği hissetiğim andan itibaren kelimeler ağzımda çoğalır, anlatılan her şey zihnimde bulanık bir hal alır... Okuduğum samimiyetsiz satırlardan yola çıkarak henüz okumadıklarıma da ön yargılı yaklaşırım. İş böyle olunca da kitabı bitirmek resmen işkenceye dönüşür. Tevekkeli değil bir oturuşta bitecek hacimde  bir kitap olmasına rağmen bir haftada anca bitirebildim Boyalı Kuş'u. Şöyle bir düşünelim, bir kitap yazacaksınız kendinize bakıryorsunuz, geçmişinize bakıyorsunuz ve bir yazar için bulunmaz nimet sayılaccak bir geçmişe sahipsiniz ve pek tabii ki bunun nimetlerinden faydalanmak istiyeceksiniz. Soykırımın Tillahı'nın yapıldığı yerden geliyorsunuz neticede... Yaşanan vahşetin yakın tanıklarından biri olarak bundan da kitabından bahsetmeniz çokta abes durmaz ve samimiyetsiz gelmez. Ama  tutupta tüm vahşetlere maruz kalan kişiyi bir çocuk olarak karşımıza çıkartırsanız kusura bakmayın ben sizin samimiyetinizi sorgularım. Hele ki de baştan sona akla hayale gelmeyecek şekilde o çocuğa işkence yapıldığının yazılması dayanılacak gibi değil. Zaten samimiyetsizlik hissine kapılmama sebep olan  da budur. "Yahu benim yazdıklarım, o dönemin çocuklarının yaşadıkları yanında hiç birşey" diye düşünmüş olabilir yazar. Ama bana tempoyu düşürmeyerek yüksek perdeden yazıp insanların en zayıf kalesi olan vicdanlarına oynamak gibi geldi. Nitekim bu kitabı ile dünyaya mâl olmuştur kendileri... Eğer bu kitapta bir çocuğa sadistçe yapılan eziyetler anlatılmıyor olsaydı bu kadar dikkat çeker miydi? Elbette çekmezdi... Yazar da bunun bilincinde olacak ki abarttıkça abartmış, köpürttükçe köpürtmüş... Okumaya başladığım her sayfada bir önceki işkenceyi aratacak türde işkencelerle karşılaştım ve yazar hızını alamamış olacakki insan pisliğiyle dolu foseptik çukuruna çocuğu atacak kadar ileri gidiyor. Biz okurken dayanamazken onun bunları düşünüp yazmış olmasını hazmedemiyorum asıl.  Gerçi yazarımız bu kitabın kendisinin otobiyografisi olduğunu söylesede, biyografisini kaleme alan James Park Sloan, yazarın aslında çocukluğunu II. Dünya savaşı sırasında ailesiyle birlikte yahudi olduklarını saklayarak, korunaklı bir ortamda geçirmiş olduğunu yazmıştır. Yani demem o ki karşımda bir çocuk mutluluktan dahi ağlasa benim boğazım düğümlenir. Yazarın da bu hassasitlerimizi bilerek bunlara oynamış olacağı düşüncesine kapılmadan duramıyorum. Kitapta beni dehşete düşüren bir diger olay da köylülerin korkunç cahilliği. olayların hangi zaman da geçtiğini bilmesem ortaçağda falan geçiyor diye düşünürdüm. Zira batıl inançlar, hurafeler havada uçuşuyor... Yazarın sanki Polonya halkı ile bir alıp veremediği var da bu romanla intikam alıyor gibi durum hissettim.  Hatta kitapta bazı yerlerde Alman subayarına hayranlıkla türlü anlamlar yüklenirken Polonya halkı çocuğa iğrenç işkence yapan, hayvan tecavüzcüsü, sapkın , barbar insanlar olarak yansıtılmış... Neyse Tüm bunlar benim zırvalarım ve beni bağlar. Kendini ispatlamış, büyük bir kitleye mâl olmuş bir yazarı eleştirecek çapta değilim ama hissetiklerimi  Sait Faik'in de dediği gibi "yazmasam çıldıracaktım. " Yazarı kızgınlığımı bir kenara bırakıp içeriğe gelecek olursak, Boyalı Kuş 1967 yılında yayınlanmıştır. Romanın kahramanı altı yaşında  çocuktur. Ailesi onu polonya yı işgal eden nazilerden kurtarabilmek için uzak bir köye yollar.Çocuk evine sığındığı yaşlı kadın öldükten sonra artık kendi başının çaresine bakmak zorunda kalacak ve çevresi tarafından sürekli dışlanıp türlü eziyetlere maruz kalacaktır. Çokta söylenecek bir şey yok. Dünyada ki en tehlikeli varlığın insan olduğunu söylememe de gerek yok, ırkçılğın bir psikolojik sorun olduğunu da söylememe gerek yok sanırım.  Savaşların en büyük kaybedeninin kadınlar ve çocuklar olduğunu söylememe hiç gerek yok sanırım. Hepimiz bunları biliyoruz. Ama şu an dünyanın başka yerlerinde kadınlar ve çocuklar acı çekmeye devam ediyor. Tüm bunların bitmesi için dünyanın sonunu beklemekten daha gerçekci bir umudum yok maalesef... Velhasıl kelam bu dehşet-ül vahşet olayların anlatıldığı kitabı okumak isteyenler varsa kendileri bilirler. Ne diyeyim ki...
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,592 okunma
··
41 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
Rahime Hanım kitabı bitiremeyenlerdenim. Bu kadar da olmaz artık dedim. Okurken bütün damarlarımdan dikenli teller geçiyor gibi hissetmiştim. Okuduğum bütün olaylar korkunç, iğrenç ve dayanılmazdı. İncelemenizi okuduğumda, daha evvel sanırım Muzaffer Abi demişti emin değilim, anlatılanlarda bir duygu sömürüsü mü var yoksa her şey biyografi nitelikli bir roman mı? Ben o ara dehşet içinde olduğum için o mudur bu mudur çok düşünmemiştim. İncelemenizle birlikte bilhassa köylülerin kötülüklerinin bir çocuk üzerinden verilmesinde başka amaçlar olabileceği fikri de mantıklı geldi. Güzel bir incelemeydi bence. Zırva sözünüz orda gözümü tırmaladı. Bu incelemeye haksızlık olur çünkü. Kaleminize sağlık.
Rahime okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kübra Hanımcım. Anlatılanlara ben de dayanamadım. Mecaz yapmıyorum yer yer gerçekten kalbim sıkıştı.. Okuru bu kadar yıpratan şeyler yazmasından dolayı, yazara kızgınlık duyarak dişimi sıkıp bitirdim kitabı. Hissettiklerimi de kendimce yazmak istedim. Zırvaya gelince de kendimi gömmeyi seviyorum. :)
2 sonraki yanıtı göster
İclâl okurunun profil resmi
Bu kitabı çok merak ediyordum. Sitedeki incelemeler olsun, konusu olsun... Ama şuan tereddütte kaldım açıkçası. Çünkü sadece haberini gördüğüm bu tip bir olay bile beni çaresiz bırakırken, kitap atmosferinde ve sizin incelemede açıkladığınız gibi bir anlatımla ne hale gelirim bilmiyorum. Çok güzel bir inceleme olmuş. Elinize sağlık :)
Rahime okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Açıkçası kitap baya rahatsız edici. Söylediğiniz gibi hassas biriyseniz okumayın hiç ama merakınızdan da vazgeçemiyorsanız bi açıp göz gezdirebilirsiniz. :)
Hatice okurunun profil resmi
Harika bir inceleme idi Rahime hanım. O kızgınlığınızı hissettim ve haklı buldum ..başka incelemelerde de okumuştum yazar bunu kabul etmiş zaten yani üslupta herkes hissetmiş bi çocuğun gözünden anlatılamayacak olduğunu
Rahime okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Şimal Hanım. İnanın dayanılır gibi değildi.
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin T. okurunun profil resmi
Çok güzel. Kaleminize sağlık.
Rahime okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim sağolun...
Oktay Şen okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme Rahine hocam. Size samimi bir roman önereyim Cengiz Dağcı- korkunç yıllar ben devamı olan yurdunu kaybeden adamı okuyacağım yakın zamanda. Yazarın kendi hayatına ait tamamen gerçek.
Rahime okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Oktay Hocam. Öneriniz için teşekkürler mutlaka bakıcam.
Bu yorum görüntülenemiyor
Varvara Alekseyevna okurunun profil resmi
E kitap listemde olup, bozulduğundan dolayı okuyamadığım bir kitaptı, hatırlatma yaptınız bana. Hem bunun için hem de inceleme için teşekkür ederim.
Rahime okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim okuduğunuz için. :)
Rahime okurunun profil resmi
Bu arada sevgili Persona Non Grata, benim samimi bulmayışım yazarın geçmişi ile yazdıkları arasında ilişki bulamayışımdan değil. Kitabın baştan sona abartılı işkencelerle devam etmesi ve bu işkencelere bir çocuğun maruz kaldığını yazması. İnsanların duygularına, en hassas noktasına dokunmak için kasıtlı yazılmış gibi geldi bana. Google baktığınız yazının linkini paylaşırsanız eğer daha iyi olur zira arkadaşların intihal yaptığımı düşünmelerini istemem.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.