Daha önce hiç Tolstoy okumamış olmamın üzüntüsünü ve sonunda okumuş olmamın sevincini yaşıyorum. Tolstoy ile tanışmama vesile olan https://1000kitap.com/incierdem/Duvar/ hanıma teşekkür ediyorum. :)
Tolstoy derin bir hakikatin peşinde olan; önceleri bu hakikatın inkâr da, sonraları iman da olduğunu düşünen bir insan.
Gençlik yıllarında inkâr ile yaşamış ve -kendisinin tabiriyle- ne öğreteceğini bilmeden insanlara bir şeyler öğretmeye çalışmış.
Sonra inkâr etmek artık ruhuna ağır gelmeye başlamış ve imanın huzur sağladığına kanaat etmiş. Ve elbette bunu öğrenmek için de dine ihtiyaç olduğuna..
Daha Sonra dinleri araştırmaya başlamış, kitabında en çok Hıristiyanlık geçiyor, kiliseler arası ayrılıkta oraya buraya savrulmuş bir nevi. Ama aradığını orada bulamamış.
Aslında benim gördüğüm kadarıyla, yazarın istediği inanç biçimiyle İslâm çok benziyor birbirine. 82 yaşındayken 1910 yılında İstanbul'a gelmek istemiş ama ömrü yetmemiş. Belki de İslâm'ı öğrenmek içindi, en doğrusunu Allah bilir.
Sana dua ediyorum sevgili Tolstoy, umarım Müslüman olarak vefat etmişsindir..