Hangimiz inancının ve yaşamının kritiğini yapmaya cesaret edebilir ki.
Eminim ki bocalarız ,hatta ilk soruda,ne soru sormayı biliyoruz ne de cevaplamasını.Biz insanlar yarım bırakmayı seviyoruz herşeyi, öyle ki inancımız bile yarım.
Tam olmaktan korkuyoruz.
Herkesi kendi kritiğini yapmaya davet ediyorum.
Eminim ki orda bir şeylerin yolunda gitmediğini anlayacaksınız.
Bakın bakalım orda neler tam ,neler eksik...
Gerçekten de insan olmanın hakkını veriyor muyuz, yaksa sadece hayatının anlamını bilmeden mi yaşıyoruz?
Niçin geldiğimizi gerçekten sormak lazım
Sorguluyor muyuz acaba?
...
Ah Tolstoy bence anlatmama gerek yok, kendi kritiğini korkusuzca yaptı hem de böyle bir dönem de..
Aradığını buldu mu bilmiyorum
Ama hiç olmasa denedi diyeceğim.
İnandı mı?