Item: Doktor Jivago
Rating: 9 puan verdi
Author: Semih Doğan

Semih Doğan

@muaddib·

24 Mart 2018 20:24

640 syf.

· Kitabı okudu

9/10 puan verdi

6 günde okudu

Öncelikle kitabı Yapı Kredi Yayınları'nın 4. baskısından okudum. Çeviren kişi Hülya Arslan isminde bir çevirmen. Şimdi en ilginç bilgiyi veriyorum: Hülya Arslan, kitabın Rusça metninden Türkçe metnine çevrilmesi için tam 5 yılını harcamış. Bir çeviri için oldukça uzun bir süre ve ciddi bir emek ortaya koyduğu kitabı okurken hissediliyor. Bu sebeple çevirmen Hülya Arslan'ın hakkını teslim etmek gerekiyor en başta. Kitap, 1957 yılında ilk olarak italya'da yayınlanmış. Hatta bir süre İtalyanca çevirisi üzerinden diğer dillere çevrilmek zorunda kalmış. Çünkü kitaptaki Ekim Devrimi ile ilgili görüşler SSCB tarafından beğenilmediği için yayınlanması engellenmiş. Romanın metni gizlice yurtdışına kaçırılmış ve İtalya'da yayınlanmış. Doktor Jivago, 640 sayfadan oluşan kalın bir kitap. İlk başta, "Nasıl bitecek bu kitap?" şeklinde kara kara düşünsem de konunun içerisine tam olarak girmeye başladıktan sonra hızlı bir şekilde sürüklenmeye başladım. Özellikle son iki günde ciddi bir şekilde okudum ve kitabı elimden bırakamadım. Gözünüz 640 sayfadan korkmasın yani. Alışılanın aksine, kitabın iki ana konusu var. Birinci konu olarak Rus Devrimi'nin hikayesini anlatıyor yazar. Bu konu içerisinde ayrıntılarıyla Rus iç savaşını öğreniyorsunuz. Ve yazar bu bilgileri verirken asla bir taraf tutma yoluna gitmiyor. Tamamen objektif. Tabii bana göre... İkinci konu olarak ise, bir adamın iki kadını sevmesinin çaresizliği karşımıza çıkıyor. Bu konu içerisinde Doktor Jivago, Lara ve Tonya aşk üçgeninde yaşananları tüm çıplaklığıyla hissediyorsunuz... Hatta bir başka deyişle, kitabın iki ruhu olduğunu söyleyebiliriz. Siz hangi ruhtan yararlanmak istiyorsanız, o kısımları daha bir dikkatle okuyabilirsiniz. Konu hakkında bu kadar bilgi vermek yeterli diye düşünüyorum. Yazar Boris Pasternak, bir Rus yazar olduğu için klasik Rus yazarlarında olduğu gibi ilk bölümlerde birçok karakter önümüze çıkıyor. Kim kimin neyi, bu adam kimdi falan anlayamıyorsunuz ama sayfalar ilerledikçe kişiler kafanızda oturmaya başlıyor. Dediğim gibi, klasik Rus yazarlarında olduğu gibi ilk bölümlerde bütün karakterlerden bahsediliyor ve okurun kafası çorbaya dönüyor. Kitapta inandırıcılıktan uzak bulduğum kısım ise, karakterlerin inanılmaz bir şekilde sürekli tesadüflerle karşılaşması oldu. Neden diye sorguladım birçok yerde. Böyle bir tesadüf kurgusuna gerek var mıydı? Bence yoktu. Birazcık kitabın inandırıcılığının önüne geçmiş gibi hissettim. Kitabın kapağından da biraz bahsetmek istiyorum. Benim gibi birçok kişinin beğendiği bir kapak tasarımı olmuş. Biraz araştırdım ve kitabın kapağındaki meyvenin, üvez ağacı meyvesi olduğunu öğrendim. Üvez ağacının ne olduğunu bilmiyordum tabii. Şimdi öğrendiğim üzere, sonbaharda meyve veren ve faydalı bir ağaçmış... Rus Devrimi'nin anlatıldığı bir kitabın kapağında donmuş üvez ağacı meyvesini kullanmak son derece güzel bir seçim olmuş bana göre. Son olarak, kitabın çok etkili bölümleri de vardı, olmasa olurdu dediğim upuzun bölümleri de vardı. Yukarıda bahsettiğim iki konudan en az biri ilginizi çektiyse okumanızı öneririm. Aşk konusundan ziyade Ekim Devrimi benim daha çok ilgimi çekti açıkçası ve o kısımlara yoğunlaştım. Fakat kitabın ana konusu elbette, aşk. Bu sebeple kitabın 568. sayfasında yer alan ve kitaptaki aşk konusunu özetleyen şu paragrafı sizinle paylaşarak yazımı sonlandırıyorum: "Ne kadar büyük bir aşktı yaşadıkları! Özgür, eşi benzeri olmayan bir aşktı. Başkalarının ancak şarkılarda söylediklerini onlar yüreklerinde hissetmişlerdi. Birbirlerine olan sevgilerinin nedeni, uyduruk tanımlarda betimledikleri gibi, "yakıcı tutku" ya da karşı konulamayan tutkular değildi. Evrendeki her şey; ayaklarının altındaki toprak, başlarının üstündeki gökyüzü, bulutlar, ağaçlar birbirlerini sevmelerini istedikleri için bağlanmışlardı birbirlerine. Birbirlerine olan aşkları, kendilerinden çok çevrelerini, sokakta karşılaştıkları tanımadıkları insanları, uzun yürüyüşlerinde gördüklerini, yaşayıp buluştukları odaları, mutlu etmişti belki de."

Doktor JivagoBoris Pasternak · Yapı Kredi Yayınları · 20231,052 okunma

··

1 artı 1'leme

1.495 görüntüleme

Okuma Delisi / Emir

@okuma_delisi ·

24 Mart 2018 20:56

Hani demişsiniz ya : "Yukarıda bahsettiğim iki konudan en az biri ilginizi çektiyse okumanızı öneririm." abi samimi söylüyorum kitaba yaptığın inceleme ve sonda ki eklediğin alıntı ile her iki sebep'den ötürü bu kitabı alıp okuyacağım. Kaleminize sağlık her zaman ki gibi kitap kalınlığı benim gözümü biraz korkuttu ama bu güzel inceleme ile o da gitti. Böyle bilgilendirici ve insanlara gerçekten bir şeyler katan incelemeler yazmanız dileği ile :)

Semih Doğan

@muaddib ·

24 Mart 2018 21:00

Mutlu oluyorum böyle geri dönüşler aldığımda. Teşekkür ederim güzel yorumların için. Okuduktan sonra tekrar üzerine konuşmak ve paylaşımda bulunmak isterim. Tekrar teşekkürler :)

Bu yorum görüntülenemiyor

M.çepık

@Tirat ·

24 Mart 2018 20:28

Şuan okuyorum cem yayınlarından ilk 50 60 sayfa baya yordu ama devamı güzel gidiyor. Güzel bir inceleme olmuş.

Semih Doğan

@muaddib ·

24 Mart 2018 20:37

Sizin için güzel bir tesadüf oldu o zaman :) İlk sayfalardan sonra, özellikle ilk 80 sayfadan sonra karmaşıklık biraz daha azalıyor. Teşekkürler. Keyifli okumalar.

Rahime

@Madame ·

24 Mart 2018 21:08

Kitabı henüz bitirmedim ama ana konusu aşktan ziyade I. Dünya savaşı, devrim ve iç savaş konuları gibi geldi bana. Neredeyse okuduğum her satırda bir gönderme var. Rus tarihine çok hakim olmadığım için çoğu göndermeyi anlayamıyorum ve dolayısıyla sıkılmama sebep oluyor. Yaşanan aşk bana çok pasif geldi. Bilemiyorum belki de kitabın sonlarına doğru fikrim değişir. Bir de yazarın tarafsız olduğu noktasında da size katılmıyorum yazar bulduğu her fırsatta kendi dünya görüşünü 'doğrusu bu' derecesine uzun uzun anlatmış. Tesadüfler konusunda da sonuna kadar haklısınız. Çok gereksiz bir şey olmuş. Tesadüfler yerine daha mantıklı şeyler düşünülebilirdi. Elinize sağlık güzel inceleme. :)

Semih Doğan

@muaddib ·

24 Mart 2018 21:20

Aslında bana göre de kitabın ana konusu devrim ve iç savaşlar. Fakat her yerde ana konu aşk olarak gösteriliyor. O sebeple önceliği aşka verdim. Ayrıca pasif bir aşk yaşandığını kabul ediyorum :) Yazar ilerleyen kısımlarda karşıt görüşle ilgili de "doğrusu bu" dercesine uzun anlatımlar yapıyor. Teşekkür ederim Rahime Hanım, beğenmenize sevindim :)

Ayça

@Phoneix ·

25 Mart 2018 14:11

Rica ederim.640 sayfalık göz korkutucu:)

Geri 1

15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Semih Doğan