Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yeraltından Notlar, Dostoyevski'nin okuduğum 7. kitabı oldu. Bu kitapta Dostoyevski, diğer kitaplarından farklı olarak, isimsiz bir yeraltı kahramanına yer vermiş ve yeraltı kahramanının hezeyanlarını önümüze sunmuş. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde isimsiz yeraltı kahramanımız, yeraltından nutuk çekiyor bizlere. Ama ne nutuk... Bildiğimiz bütün ahlak ve doğru kavramlarını çürütecek cinsten bir nutuk... "Yemin ederim baylar, fazla bilinçli olmak bir hastalıktır." diyen kahramanımız tam olarak fazla bilinçli bir insan motifi çiziyor bizlere. Kitabın ikinci bölümünde ise yeraltı kahramanımız neden yeraltı kahramanı olduğunu açıklıyor. Daha doğrusu onu yeraltına iten olayları ve sebepleri, anıları vasıtasıyla önümüze sunuyor. İkinci bölüm, ilk bölüme oranla daha çok olay örgüsünün işlendiği ve ilk bölümdeki boşlukların doldurulduğu bir bölüm niteliğinde. İkinci bölümde Dostoyevski yeraltı kahramanımızı, kafası çalışan aydın bir insan olarak tanımlıyor ve "Çağımızda kafası çalışan, aydın her insan ödlek olmak zorundadır." diyor. Kitabın ana karakteri olan yeraltı kahramanımız öyle korkak, öyle çekingen ve öyle ürkek ki birçok defa beni sinirlendirdi. Bir insan nasıl bu kadar ödlek olabilir diye defalarca kendime sordum. Mesela şöyle bir cümle kuruyor kahramanımız: "Güzel, hoş bir mektup yazıp kendisine, benden özür dilemesi için yalvardım." Nasıl olur da bir insan bir başkasının kendisinden özür dilemesi için yalvarır? Bu kadar korkaklık ve pasiflik benim kabul edebileceğim bir şey değil maalesef... Bir başka yerde ise kahramanımız şu cümleyi kuruyor: "Söze karışmak yürekliliğini gösteremeden, beceremeden, bu insanların arasında dört saat aptal aptal oturdum." Sanırım bu cümleyle ilgili açıklama yapmaya gerek yok. Uzun lafın kısası, kitabın 19. yüzyılda yazıldığını unutmadan okuyacaksanız elbette çok güzel bir kitap. Dostoyevski'nin yeraltı kahramanının hezeyanları etkileyici. Kitaptan çok beğendiğim, beyin yakan bir soruyla yazımı sonlandırıyorum: "Hangisi daha iyidir, kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acılar mı? Evet, hangisi daha iyidir?"
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,9bin okunma
··
617 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, Thomas Bernhard sizi Yeraltından Notlar'dan çok daha fazla sarsmış o kesin:) Ama şu da var,konu sadece ondokuzuncu yüzyıl yirminci yüzyıl ayrımı değil. Dostoyevski'nin bu eseri kendisinden sonra gelen (Thomas Bernhard da dahil olmak üzere) bir çok kişiyi etkilemiş. Yeraltı karakterinin bir çok davranışı için gerçekten doğru olan budur işte diyemezsiniz, Dostoyevski de bunun farkında zaten. Çoğu tutarsız şey arasında, düşündüklerini de özgürce yansıtabiliyor bize. Zaten ilk bölümde sürekli alay ediyor herkesle, o korkak olmayan karakterler de var bu herkesin arasında, basit insanlar da , entelektüeller de. Ama en çok kendisiyle alay ediyor. Neyse fazla özdeşleşmişim heralde :) Bernhard etkinliğinde görüşürüz artık:)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Erhan Bey çok doğru söylüyorsunuz. O, kendinden sonra gelenleri etkileme kısmına girip Dostoyevski'yi biraz yüceltecektim; ama üşendim sanırım o kadar ayrıntıya girmeye :) Gerçekten de çok fazla tutarsızlık vardı. Belki de ben bu kadar tutarsızlığı kabul edemiyorum... Bernhard etkinliğinde daha iyi anlaşacağımızı düşünüyorum :))
1 sonraki yanıtı göster
Quidam okurunun profil resmi
Anlaşılan, Dostoyevski'yi Dostoyevski gibi okumuşsunuz, Semih Bey. Bir gözlemci edasıyla gördüklerinizi yorumlamışsınız. Kitabın, daha doğrusu karakterin sizi içine cekememiş olması hem üzücü hem de sevindirici oldu. Tesir konusunda azalma olsa da -ki bu üzücü bir şey- onun gibi düşünüp hissetmemiş olanlara ne mutlu! Sarsıntı kitabı, benim okuma listemde olan bir kitap. Bu incelemeden sonra yakın tarihe çekeceğim kesinleşti. Bunun için ve inceleme için çok teşekkür ederim. Emeğinize sağlık.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Tüm emeklerine sağlık dostum. Sayende Dostoyevski okuyoruz biz de :) Daha okuyacağız da :)
1 sonraki yanıtı göster
Rahime okurunun profil resmi
Yeraltında nutuk atan arkadaş doğruyu söylemiş. Fazla bilinçli olmak bence de hastalıktır. Farkındalık sahibi olmak, sanki bir lanet gibi çöküyor insanın üstüne bir daha hiç mutlu olamıyorsun ve cehalete muhtaç hale geliyorsun. Bu arada hiç kahramanlık yapmadan kolay elde edilmiş mutluluğu seçerdim. Elinize sağlık...
Semih Doğan okurunun profil resmi
Tam sizlik bir kitap olabilir bu kitap Rahime Hanım. Sizin söylediğiniz cümleye yakın birçok cümle var içerisinde... Güzel seçim. Teşekkürler :)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Kitap Kurdu okurunun profil resmi
Semih yüreğine ve kalemine sağlık. Çok güzel yorum olmuş. "Nietzsche'nin sözüyle de güzel bir bitiriş olmuş :) Bahsettiğin "Sarsıntı" kitabını okumaya karar verdim. Bu kitap önerisi için de ayrıca teşekkür ederim :) Yeni kitap analizlerini bekliyor olacağım
Semih Doğan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ben de güzel yorumun için. Son yazdığım söz de kitaptan yazdığım bir söz. Nietzche'nin sözü olduğunu bilmiyordum :) Sarsıntı gerçekten güzel bir eser. Kesinlikle okumalısın :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bullshıts okurunun profil resmi
İnsanı yücelten acılar, mutluluk kavramını daha değerli hala getirecektir. Kolay elde edilmiş bir mutluluk yalnızca o an için, geçici bir hazdır kanaatimce. Geçenlerde; Serdar Kuzuloğlu'nun, "mutluluk peşinde" adlı podcastıni dinlemiştim. Ve orada bahsettiği noktalardan biri dikkatimi çekti. "Biz acaba mutlu olduğumuz zamanlar mutlu değil de, memnun mu oluyoruz? "diye bir cümle sunmuştu. Gerçekten beni huzursuz eden bir cümle olmuştu. Mutluluğu kişi kendine göre tanımlamalı ve onun bir anlamı olmalı. Paraya tapan veya para türevleriyle olan mutluluk yalnızca bağımlılıktır bence. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Konu uzun, gönül ister ki bunları sohbet havasında konuşalım.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Yorumunuz çok hoşuma gitti. Sorduğunuz soru da günümüz modern insanlarının üzerine düşünmesi gereken bir soru. Kısaca cevaplamam gerekirse, mutlu olmuyoruz, memnun oluyoruz. Mutluluk elbette istediğimiz bir şeyin olması, gerçekleşmesidir; ama salt bu duruma indirgenemez. Mutluluk bir durumdur, hatta süreçtir. Kısa süreli memnuniyetler mutluluk olarak değerlendirilemez... Dediğiniz gibi, yazarak değil de çay-kahve eşliğinde tartışılması gereken bir konu. Ben teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.