Bu kitabı okurken bilge kişiyi, filozofun doğuşunu, düşünmeden edemedim. Seçilmişliğin bir insanın özellikleriyle değil, gerçeği görebilmesi ile cesareti ile isimlendirilebileceğini çok güzel anlatmış yazar. Açıkçası bu roman bana hayatı tekrar sorgulattı. Duygularımla ne kadar barışığım? Onları ne kadar kullanıyorum? Gerçek acıdır. Peki bu gerçeğe yönelmeye senin cesaretin var mı? Hayat devam ediyor. Diğer insanlar gibi olmak seçilmiş olmak değildir. Seçilmiş olmak için onların göremediklerini görmek gerekir. Hatta herşeyi en gerçeği ile görebilmek...