Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

143 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
'' Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. '' Mustafa Kemal ATATÜRK Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 'ün gençlere armağan ettiği bu güzel bayram sabahından herkese selamlar .. Baharın gelişiyle en karamsar düşünceler bile yerini yeni umutlara, hayallere, geleceğin belirsiz gizemlerine bıraktı. Ancak gelin görün ki okuduğum kitapların havasına bürünmek gibi bir huyum var. Şu sıralar okuduğum felsefik romanlardan mı bilemiyorum varlığın derinliklerinde kaybolup duruyorum. Bir kitap daha bitti ve ben hiç bir yere varamayan soyutluklar içinde neden sorularıyla baş başayım. Sartre 'nin '' Bulantı'' romanında da böyle bir varoluşculuk felsefesinin labirentlerinde gezinmiş en son kaderin dogmatik sınırlarında kendimi bulmuştum. Sartre, bir yaratıcıya yönlendirmediği varlık özünü kendinde varlık, kendisi için varlık ve başkası için varlık olarak sınıflandırmış. Sonrası derseniz inanın okudum, okudum ve dedim ki inanış (bir yaratıcının varlığını kabul etmek) düşünce sınırlarımı daralttığı için bir kabullenişe varamıyorum. Çünkü varoluşculuk her inananda farklı karşılıklar bulan bir felsefedir. ''Bilinçli bir varlık olan insan 'ne değilse odur, ne ise o değildir. ' diyen Sartre insanın önceden tasarlanan bir şey olmadığını ve insanın var olduğunun bilincinde olarak diğer bilinç dışı var olanlardan ayrıldığını ifade eder. Sartre 'ye göre ''tüm insanlar birbirinin aynıdır; bir kahraman ya da bir alçak olmak tamamıyla onların elindedir; insan önceden tanımlanmamıştır; ne bir kahraman olarak doğar, ne de bir alçak '' tır. Katılıyor muyum? Her yönüyle olmasa da evet insanlar sadece ikiye ayrılır iyi ya da kötü. Başlangıçta her insan tertemiz bir sayfa gibidir. Ama sonrası seçimler derseniz inanç işin içine giriyor ki; bana göre her şey elimizde değil. Ancak en kötü durumda bile iyi kalmak takdir edilecek en güzel seçimdir, diyerek romana geçiyorum. Duvar, Jean Paul Satre 'ın yazdığı beş ayrı hikayeden oluşur ve her biri ana fikrinde varoluş felsefesini irdeler. Duvar, Oda, Herosratos, Özel Yaşam ve Bir Yöneticinin Çocukluğu hikaye başlıklarından oluşan eser toplumda kenara itilmiş, kendi hallerinde tiplerin varoluş mücadelelerini ele alır. Bana göre; Sartre romanda yer alan hikayelerinde kahramanların karakter tahlillerini ve onların içinde bulundukları durumlarda yaptıkları seçimleri; var olma, fark edilme, tanımlanma dürtülerine dayandırır. Her insan için böyle değil midir? Toplumda kabul görmek, varlığını hissettirmek her insanın içine konmuş bir dürtüdür. Hayatta seçimlerimizin oluşturduğu yolda yürürken acaba şöyle yapsaydım değişir miydi, farklı olur muydu? çoğu zaman kendimize sorduğumuz bir soru olmamış mıdır? Bir yerde okuduğum bilgiye göre evren sonsuz olasılıkta hayal ettiğimiz yaşamların yaşandığı gezegenlerden oluşurmuş. Adını bilmediğim bir gezegende ressam olan varlığımın olduğunu hayal ederek yazımı sonlandırıyorum:) Felsefe seven, varlığın özünü, varoluşu, var olma sancılarını merak eden okuyuculara keyifli okumalar...
Duvar
DuvarJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20183,495 okunma
·
629 görüntüleme
S.C okurunun profil resmi
Yüreğinize sağlık dilinizden dökülüp kaleme oradanda kağıda yansıyan cümleler şahane keyif veriyor. İncelemeniz için tebrik ederim.
Esra Koç okurunun profil resmi
Teşekkürler sağolun.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.