O kadar zevkle okuyorum ki Marquez'i, bana yeni bir şeyler sunacağını bilerek ve pişman olmayarak. Sanırım beni en çok yaşadığı kültür çekiyor. Kolombiya'da doğan yazarın her öyküsü buram buram kokuyor. Bu kitabındaki öyküler de muhteşemdi. Başka ne denilebilir ki? Her biri ayrı trajedi, ayrı mizah ve gerilim. Bir çok öğeyi kullanmış yazar, korku ve esrarengizmi mizahla yumuşatmış mesela. Mezardan çıkan kızının bozulmamış cesediyle papa papa dolaşan Margarito Duarte olsun, bir telefon etmek için girdiği akıl hastanesinde ömrünü tüketen Maria olsun, Devrik bir başkanı sürgünde kendi ceplerindeki paranın son kuruşuna kadar harcayarak tedavi ettirip canavarı tekrar sahalara süren Lazara olsun şahaneydi. Bir yazarın bu kadar çok yönlü olması, aklındakini okura bu kadar dolaysız vermesine bayılıyorum.