Ilk okuldayken Forsa'yı okuduğumu hatırlıyorum. Türk hikayeciliği denildiğinde aklımda ilk Ömer Seyfettin belirir. Her okuru yazıldığı dönemlerin içinde seyri sefere çıkarıyor. Hem toplumun gerçekliğini hemde dönemin dokusunu ustaca aktarıyor.
Edebiyatımız için bu kadar mühim olmasına rağmen ölüm hikayesi de bir o kadar hüzünlüdür Ömer Seyfettin'in. Pembe incili kaftan öykülerinde de günümüzün gerçekliğine dokunan yanlar oldukça fazla. Yalnız, temelde çocuk kitapları olması sebebi ile dili biraz daha sade olsa çok iyi olabilirdi...