"Yağmur yağar ve iliklerine kadar ıslanmış bir kız çocuğu, elindeki birkaç selpakla küskün, oyundan çıkıp gider. Bir saçak altına büzülür. Annesinin kucağını, sıcak soba başını, kedisini özler. Orada çömelmiş, karanlığa baka baka sessizce ağlar. O bir çocuk.
Rüzgarlı Pazar'ın çocuk kolundan..."
Birbirinden bağımsız fakat bir o kadar da benzer hayatların Rüzgarlı Pazarda sığınması, kol kanat germesi birbirine. Öyle içten, öyle gerçekçi. Çoğumuzun unuttuğu belki de görmezden geldiği gerçeklerin bu sayfalarda hayat bulması ve tüm samimiyetiyle bizlere yansıtması yazarın.. Okurken ve okuduktan sonra mutlaka üstünde düşünülmesi gereken bir kitap.