Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın dili farklı ve özgün. Alışana kadar okumak zordu ama kitabın yarısından sonra gerek konunun gidişatı gerek ne olacak merakı sayesinde yazara ve karaktere alışıyorsunuz. Karaktere alışıyorsunuz dediğim de karakterin yaptıklarına demek istiyorum. Her ne kadar toplumumuzda Alex gibi insanlar olsa da siz siz olun ve lütfen Alex'in sevdiği şeyleri sevmeyin. Ona alışmayın. Kitap sizi o kadar büyük bir sorgulama evrenine gönderiyor ki kitabı bitirdikten sonra önüme koydum ve yazarın anlatmak istediği her şeyi düşündüm. Suçluların özgürce kol gezdiği, hapishanelerin okullardan daha kalabalık olduğu distopik bir gelecekte Alex gibi işledikleri suçlardan zevk alan bu insanlar, bu ergenler için nasıl bir çözüm sunabilirdim. Şüphesiz ki eğer başka seçeneğim olmasaydı kitaptaki hükümetin yaptığını yapardım. Evet doğru değil. Ne olursa olsun onlar da insan ve yazarın kitapta birçok kez vurguladığı gibi insanı insan yapan seçim yapma özelliğidir. Eğer bu suçlulardan bunu alırsak onlar insan olarak kalır mı ?En önemlisi onlar insan mıydı ? Kendi kendime düşünüyorum ve bu soruları yanıtlayamıyorum. Ne olursa olsun yoldan geçen bir insanı sırf canı istedi diye darp etmek, kadınlara eşleri önünde tecavüz etmek ve bütün bunlardan zevk duyan kişileri günde 2 öğün yemek yiyebilecekleri ve başlarını sokabilecekleri bir yer vermek yanlış. Nasıl hükümet o masum insanlardan sorumluysa bu suçlulardan ve onları topluma geri kazandırmaktan da sorumludur. Bu kitapta da olabilecek senaryolardan biri anlatılıyor aslında. Belki özel piskologlar belki ilaçlarla belki de terapiyle bilmiyorum. Ama kesinlikle çözümün işkence olmadığını biliyorum. Eğer vatandaşına işkence eden birine işkence edersen düzeltmek istediğin şeyin tam tersini yapmış olursun. Uzun lafın kısası üzerinde çok çok konuşulması gereken bir kitap. Ve bu kitabın sorduğu soruları tek bir kişinin cevaplayabileceğini düşünmüyorum. Ne kadar korkutucu olsa da bizi de böyle bir gelecek bekliyor ve biz hala katilleri salıyor, tecavüzcülere iyi hal indirimi uyguluyor, hayvanlara bile hoşgörülü davranamıyoruz , hala kadınlara bir alt sınıf muamelesi yapıyor, yolun kenarındaki çiçekleri bile eziyor yere tükürüyoruz. Üstüne üstlük küçücük çocuklara tecavüz edinilmesine karşı çıkamıyoruz, bu konuyla ilgili çıkacak yasayı bile kabul etmiyoruz, seçim günü elimizde silahlarla bunları kutluyoruz. Soruyorum size sizce kitabın arkasına hala distopik bir gelecek yazabilir miyiz ? Amacım kesinlikle siyasete kaymak değil. Sadece gidişatımızı gözler önüne sürmek istedim çünkü hiçbir şey olmuyor, hiçbir şey değişmiyor ve her şey daha da kötüye gidiyor. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki kimsenin kimseye ne hoşgörüsü ne de merhameti var. İnsanlar kimsenin düşüncesine saygı göstermiyor, kendileriyle aynı fikri savunmayan insanları öldürebiliyorlar bile. Belki ellerimizde kelepçe yok, belki hapsanelerde yaşamıyoruz ama hepimiz suçluyuz. Hepimiz Alex'iz demeyeceğim çünkü bu fazla ağır bir itham olur. Demeye çalıitığım şey lütfen artık bir şeylerin farkına varalım, insanlara saygı ve empatiyle yaklaşalım. İnsanlığı sevgi kurtaracak demeyeceğim çünkü şu saatten sonra hayvanlara bile tecavüz edenlerin arasında yaşıyoruz ve böyle bir şeylere olan umudumu kaybettim. Kitapla pek alakalı değil diyebilirsiniz ama ben tam da kitabın bunları anlatmaya  çalıştığını düşünüyorum. Son olarak herkesin okuyup anlayabileceği bir kitap değil ama zamanı geldiğinde herkesin okuması gereken bir kitap diyorum herkese iyi okumalar diliyorum ve son olarak bok püsür.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,2bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.