"Bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum."
Şimdi al bu hassasiyeti şekillendir şekillendirebilirsen zihninde..
Cioran 'la ilk tanışmam Hasan Ali Toptaş' ın bir kitabı vesilesiyle oldu. Hemen okumalıyım, diye düşünüp Çürümenin Kitabı 'ndan başladım. Tabi hiçbir fikrim yok nasıl bir okyanusa daldığım hakkında.
Ortalara doğru, artık boğuluyorum, devam edemeyeceğim, diye düşünsem de inatla devam ettim. İyi ki etmişim.
Burukluk, tam bir tanışma kitabı olma niteliğinde diye düşünüyorum. Okyanusa çok yüksekten çakılmıyorsunuz en azından.
Cioran..
Babası bir papaz, annesi çok fazla inançlı olmayan, geniş görüşlü bir kadın, kendisi ; ütopya karşıtı, Hitler hayranı..
Bana enteresan gelen şey, alzheimar hastalığından vefat etmiş olması. Bu kitapları yazabilecek yeterlilikte bir insanın, kapasite sınırlarını zorlayan o eşsiz bilgi birikimi ve fırtınalar koparan içsel çekişmeleri, unutmakla malul olmuş ve bu durum bana fazlasıyla anlamlı geliyor.
Burukluk 'a gelirsek..
Tekrar okuyacağım kitaplar arasında ilk sırada yerini alıyor. Kelimelerin üstünde ve kelimelerden arındırılmış bir ifade kaygısıyla yazılmış.
"Her kelime canımı yakıyor." diyor mesela.
"Her şeyi yıktıktan sonra kendini de yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu." diye ekliyor ilerleyen satırlarda. Birbiri ardına yıkılan düşünce mekanizması ve içine sızdığı beyinleri parçalayacak bir zırva arayışı içinde.
O'ndaki ölüm fikri de sıradışı.
" Ölümü solumuş kişi için kelamın kokusu perişanlıktır. "diyor. Bir satırını çözmeye çalışırken, imamesi kopmuş tesbih taneleri gibi, diğer tarafından dağılıveriyor her şey.
Onu en iyi anlatan cümle ;" Şüphelere karşı susuzluğumu hiçbir şey dindirmiyor. "şüphesiz. :))
Doyumsuz bir şüphe arzusu sayesinde, düşünme yetisini sürekli tetikleyen bir kısır döngü içinde, zihninden geçenlerin acaba ne kadarını bize yansıttı, diye düşünmeden edemiyorum.
Yeterince spoiler verdiğimi düşünerek, incelemeyi çok uzatma niyetinde değilim ama muazzam derecede etkilendiğimi de belirtmek istiyorum.
Böylesine büyük bir okyanusun keşfi, sığ sularda boğulduğumu düşündüğüm sıralarda imdadıma yetişti. Bakış açısını değiştirmek hayatın ta kendisini değiştirmeye muktedir kimi zaman..
Keyifli okumalar.